28 Mayıs’ta gerçekleşecek olan cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turu için CHP Karasu Kadın Kolları Başkanı Sultan Cengiz Doğu, basın açıklamasında bulundu. Seçim öncesi son kez seçmene seslenen Başkan Doğu, “Elbette her seçim çok önemli fakat bu seçim özellikle Türkiye Cumhuriyeti nüfusunun yarısını oluşturan biz kadınlar için hayati öneme sahiptir. Bir yanda esaret diğer yanda özgürlük duruyor” sözlerinin altını çizdi.

KADIN DÜŞMANI KOALİSYON

Başkan Sultan Cengiz Doğu açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Cumhur İttifakı adeta bir kadın düşmanı koalisyonuna dönüştü. Kadınların kazanılmış tüm kazanımlarına göz diken Yeniden Refah Partisi ve Hizbullah terör örgütünün siyasi uzantısı olan Hüda Par’ın Meclis’e girişi ile Cumhuriyet tarihinin kadınlar açısından en karanlık parlamentosu oluşturuldu. Meclis’te temsil hakkı kazanan bu zihniyet planlarını alenen ilan etti. Gelin, Hüda Par’ın inşa etmeye çalıştığı Türkiye’ye bir kez daha yakından bakalım.

DEMOKRASİYE SAVAŞ AÇTILAR

Cumhuriyet’e savaş açılarak parlamenter sistem eleştirisi yapıldı. Tek adam rejiminin ülkemizi sürüklediği kaos yok sayılarak, parlamenter sistemin çözümsüzlük yarattığı iddia edildi. Katılımcı demokrasi hedef tahtasına konuldu. Kadınları ikinci sınıf vatandaş olarak görenler yeni Anayasa yazmaktan bahsetti. Unuttukları bir gerçek var ki; yeni Anayasa’yı 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde biz hazırlayacağız. Güçlendirilmiş parlamenter sistemle demokratik, laik, sosyal hukuk devletini yeniden inşa edeceğiz.

YAŞAM HAKLARI GASP EDİLİYOR

Kız çocuklarının erken yaşta zorla evlendirilmesinin önünü açmak isteyenler, karma eğitimin zorunluluktan çıkarılmasını istiyor. Eğitimin Anayasal bir hak olduğu gerçeğini her fırsatta yüzlerine vurmaya devam edeceğiz. Geleceğimiz olan çocuklarımızın eğitim hakkının gasp edilmesine asla izin vermeyeceğiz. Kadın erkek eşitliğine inanmayan Hüda Par, kadınların kazanılmış bütün haklarına göz dikti. Kadınların çalışma şartlarının fıtrata uygun hale getirilmesi isteniyor. Eşit işe eşit ücretin alınmadığı, her üç kadından birinin işsiz olduğu ülkemizde hangi fıtrattan bahsediyorlar? Kadınların kayıt dışı istihdama itildiği yetmezmiş gibi kadınlar sadece hemşire, kadın hastalara bakan hekim ya da kreş öğretmeni olabilir demek istiyorlar. Mesleğin cinsiyeti olmaz. Biz kadınlar her işi yapabiliriz.

YASAL KORUNAĞIMIZI ELİMİZDEN ALMAK İSTİYORLAR

İstanbul Sözleşmesi bir gecede hukuksuzca fesih edilirken 6284 sayılı kanunun yürürlükte olması gerekçe gösterilmişti. Şimdi de 6284 işlevsiz hale getirilmeye çalışılıyor. Kadına yönelik şiddetle etkin bir mücadele yürütmeyenler yasal korunağımızı elimizden almak istiyor. Günde en az iki kız kardeşimizin hayattan koparıldığı bu düzende yasal hiçbir hakkımızın budanmasına asla izin vermeyeceğiz. Şiddet mağduru olan kadınların boşanmasının önünü kesmek, boşandığında da ailesinin evine dönmesine mecbur etmek adına yoksulluk nafakası kaldırılmak isteniyor. Kadın işe girdiğinde, evlendiğinde kesilen bu nafaka ömür boyu ödeniyormuş gibi yanlış bir algı ile kadınların ekmek parasına göz dikiliyor. Biz yürütülen bütün bu kara propagandalara rağmen nafaka hakkımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.

YALNIZ VE BEKAR KADINLARI SAHİPLENDİRİLECEK

Biz bu ifadeleri söylerken utansak da kadın düşmanı zihniyet bu sözleri ‘müjde’ diye ilan edebiliyor. Kadınlar bir sokak hayvanı gibi sahiplendirilmek isteniyor. Sosyal bir hukuk devletinde yaşadığımız gerçeğini yok sayanlar kadınları sahiplendirme hadsizliğinden bahsediyor. Biz kimsenin sahiplenebileceği bir mal ya da hayvan değiliz. Gelin, Yeniden Refah Partisi’nin inşa etmeye çalıştığı Türkiye’ye de bakalım. Yeniden Refah Partisi’nin Düzce'deki seçim aracında, kadın milletvekili adayının fotoğrafı gölgelendi. Türkiye’yi şeriat düzenine taşımak isteyenler kadının yüzünün görünmesine dahi tahammül edemese de biz varız ve var olmaya devam edeceğiz.

6284’Ü KALDIRMAYI DÜŞÜNÜYORLAR

Yeniden Refah Partisi Aydın İl Başkanlığı’nda kadın milletvekilinin oturduğu yerin değiştirilmesini istedi. Kadın milletvekili adayına ‘Kadın ile erkek yan yana fotoğraf çektirmez’ diyerek bağırdılar. Kadınları ötekileştirmeye çalışan bu zihniyetin hedeflerine izin vermemeye kararlıyız. Hüda Par 6284’ü budamak isterken Yeniden Refah Partisi kanunun tamamen yürürlükten kaldırılmasını istiyor. Hatırlarsınız, İstanbul Sözleşmesi’ne de karşı çıkmışlar ve kaldırılması için karalama kampanyaları yürütmüşlerdi. Şimdi de 6284’ü hedef tahtasına koydular.

MEDENİ KANUN TEHDİT ALTINDA

Medeni Kanun ile kazandığımız hakları elimizden almak istiyorlar. Çok eşliliği özendirmeye çalışıyorlar. Eşit yurttaşlık hakkımızı gasp ederek ikinci sınıf vatandaş olalım istiyorlar. Daha mazbatasını bile almadan kadın düşmanlığını ortaya koyan Cumhur İttifakı milletvekillerinin Meclis’te nasıl bir yol izleyeceği ortada. Küskün olduğunu, bezgin olduğunu, umutsuz olduğunu ifade ederek sandığa gitmemeyi düşünenler varsa, neyle karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha görsün.

HAYATTAN DIŞLAMAK İSTİYORLAR

 Bugünümüz ve yarınımız tehdit altındadır. Hayatlarımıza, haklarımıza ve hayallerimize pranga vurulmak isteniyor. Eve mahkum olduğumuz, eğitim dışına itildiğimiz, çalışma hayatından soyutlandığımız, toplumsal yaşamdan dışlandığımız bir hayat dayatılmak isteniyor. Kadınların göklerde yükselmeyi hak ettiği Atatürk Türkiye’sinden sahiplendirilmesi gereken bir Türkiye’ye dönüştük. 1920’li yıllarda Türk kadınları hakim, öğretmen, mühendis, pilot olabilirken, 21. yüzyılda çalışma hakkımızı elimizden almak istiyorlar. ‘Taliban’ın inancıyla ters yanımız yok’ diyen Erdoğan, yanına aldığı müttefikleriyle kadınların ve kız çocuklarının eşit yurttaşlık hakkına göz dikiyorlar. Bizim de İran’a, Afganistan’a dönüşmemizi istiyorlar.

İŞSİZLİĞİN SEBEBİ KADINLARIN İŞ ARAMASI DENİYOR

Eşitsizlik öylesine derinleşti ki; hukuken kadın erkek eşitliğini savunması gereken AYM üyesi ‘kadın-erkek eşitliği modern hurafedir’ diyebiliyor. Yıllardır uğradığımız hakaretlerin haddi hesabı yok. Kahkaha attığımızda ‘iffetsiz’, haklarımızı aradığımızda ‘sürtük’ ilan ediliyoruz. Hamile kadının sokağa çıkmaması gerektiği savunuluyor. İşsizliğin sebebi kadınların iş araması olarak gösteriliyor. Kadın cinayetlerinin ardından ‘neredeymiş, ne giymiş, üzerinde ne varmış, hangi renk ruj sürmüş, saat kaçmış?’ gibi sorular soruluyor. Utanmasalar, kadının öldürülmeyi hak ettiğini söyleyecekler. Kurdukları hukuk sistemlerinde katiller ceza indirimleri ile ödüllendiriliyor.

DEHŞETLE ÖĞRENDİK

Ülkemizde artık çocuklar ve kadınlar güvende değil. Afganların ve Pakistanlıların Türkiye’ye gelmeden önce internette arama motorundan ‘Türk kızları, Türk çocukları’ gibi aramalar yaptığını dehşetle öğrendik. Sözün kısası. Sandıklara gitmek, oy kullanmak zorundayız. Sadece oyumuzu kullanıp dönmek de yetmiyor, sandıklara sahip çıkmamız gerekiyor. Millet İttifakı olarak sandık güvenliği konusunda tüm tedbirlerimizi aldık. Her sandığa üç kadın müşahit çağrımıza ses veren herkese buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Haydi kadınlar, sandığa. Bize reva görülen cehennemin içine hapsolmuyoruz. Kadın örgütleri ile kararlı bir şekilde mücadeleyi büyütüyoruz. Biliyoruz ki; örgütlü gücümüz karşısında duramayacaklar.

HAYATLARIMIZA, HAYALLERİMİZE SAHİP ÇIKALIM

Kadınların yaşam hakkı için, Medeni Kanun ile elde ettiğimiz haklarımızı korumak için, 6284 sayılı Kanun’un yürürlükte kalması için, çocuklarımızın zorla ve erken yaşta evlendirilmemesi için, gençlerin aydınlık yarınları için, istihdam dışına itilmememiz için, haklarımızı aradığımızda hakarete uğramamak için, hak, hukuk, adalet için, demokrasi için, Cumhuriyet değerlerimizi korumak için, haydi, kadınlar sandığa. Sandıklara sahip çıkalım. Hayatlarımıza, haklarımıza ve hayallerimize sahip çıkalım” diyerek yazılı basın açıklamasını sonlandırdı.