Ali Keskinsoy'un "Helal lokmanın gölgesine düşen haram" başlıklı köşe yazısı

Toplum olarak son yıllarda ciddi bir tehditle karşı karşıyayız. Aileler yıkılıyor, gençler bataklığa saplanıyor, huzur yerini sıkıntıya bırakıyor. Bu tehdidin adı: Kumar. Bugün artık sadece kıraathanelerde değil; cep telefonunda, internette, reklamlarda, uygulamalarda, hatta çocuk oyunlarında bile karşımıza çıkıyor.

Peki kumar nedir? Kısaca söylemek gerekirse: Kişinin, kazanç elde etme umuduyla parasını veya malını risk etmesidir. Yani alın teriyle değil, şansla para kazanma hevesidir.

Kur’an-ı Kerim ne diyor?

Kur’an’da kumar, içki, putperestlik gibi büyük günahlarla aynı kefeye konmuştur. Bu, işin ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor. Allah Teala şöyle buyurur:
“Kumar, içki, fal okları… bunların hepsi şeytan işi pisliklerdir. Bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.” (Maide, 90)

Başka bir ayette ise “Kumarın içinde bazı menfaatler olabilir; ama günahı faydasından büyüktür.” denir. Yani bir kişi “borcumu öderim” diye düşünse bile, sonunda kaybedeceği şeyler çok daha fazladır. Kazansa bile kalbi huzur bulmaz. Zira helal olmayan bir kazanç, neye değerse değsin, sonunda pişmanlık getirir.

Kumarın hayattaki karşılığı

Bir düşünün… Bir baba, çocuğunun okul masrafını karşılamak için kenara ayırdığı parayı kumara yatırıyor. O parayı ikiye katlayacağını zannediyor ama sonunda hepsini kaybediyor. Çocuk sabah kahvaltısız okula gidiyor, anne mutsuz, evde gerginlik hâkim. İşte kumarın acı tablosu bu kadar gerçek!

Yine gençler… Kolay yoldan para kazanma hevesiyle sanal bahis sitelerine giriyor. Önce küçük paralarla başlıyorlar. Sonra borçlanıyorlar, aileden gizli altın bozduruyorlar. Hatta son dönemde üniversiteli bir gencin borç yüzünden intihara kalkıştığını haberlerde gördük. Kumar, sadece cüzdanı değil, hayatı da bitiriyor!

Hadislerle uyarı

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Bir kişi ‘hadi kumar oynayalım’ dese bile, bu sözden dolayı sadaka vermelidir.”
Yani sadece oynamak değil, “şakayla bile” önermek günah sebebidir.

Başka bir hadis-i şerifte ise:
“Kıyamet günü herkes malını nereden kazandığından ve nereye harcadığından sorguya çekilecek.” deniyor.
Kumarla kazanılan bir para hem günah hem de bereketsizdir. O para evin bereketini, kalbin huzurunu, duanın kabulünü götürür.

Kumarın zararları neler?

Malı tüketir, bereketi siler. Aileleri parçalar. Psikolojik bozulmalara yol açar. Toplumdaki güveni sarsar. İntihara kadar sürükleyebilir. Bugün aile terapilerinde en çok konuşulan meselelerden biri de eşlerden birinin kumar bağımlılığıdır. Bu öyle bir illet ki, evde huzur bırakmaz.

Ne yapmalı, nasıl korunmalı?

1- Helal kazanca teşvik etmeliyiz.
Peygamber Efendimiz şöyle buyurur: “Ailesi için helalinden çalışan kişi, Allah yolunda cihat eden gibidir.” Bu ne demek? Sabahın köründe işe giden, alın teri döken bir baba ya da anne, Allah katında mücahit gibi ecir kazanıyor. İşte gençlerimize anlatmamız gereken gerçek bu.

2- Gençlerimize kumarı küçük göstermeyelim.
“Ne olacak bir kupondan?” demeyelim. Haramın küçüğü de haramdır. “İddia”, “çekiliş”, “şans oyunu” gibi masum kelimelerle gençlerimizi kandırmasınlar. Küçük bir adımla başlayan bu bağımlılık, sonunda nice genci bataklığa çekiyor.

3- Düşene el uzatmalıyız.
Kumar oynayan birine “Sen adam olmazsın” deyip kenara çekilmek şeytanın ekmeğine yağ sürmektir. O kişiye dua edelim, konuşalım, destek olalım. Gerekirse uzman yardımı sağlayalım. Unutmayalım, bugün onun ihtiyacı var; yarın bizim evladımızın olabilir.

Tövbe her kapıyı açar

Kumar da diğer tüm günahlar gibi tövbe ile silinebilir. Yeter ki kişi samimi olsun, bir daha dönmemeye kararlı olsun. Peygamber Efendimiz buyurur: “En faziletli tövbe, günaha bir daha dönmemektir.” Bir kardeşimiz kumardan kurtulmak istiyorsa, ona destek olmak bizim vazifemizdir. “Sen helal kazan, Allah seni aç bırakmaz” demeliyiz. Çünkü Allah, tövbe eden kullarını affeder ve yeni bir sayfa açar.

Sonuç olarak... Helal kazanç, bir Müslüman’ın onurudur. Kumar, şeytanın tuzağıdır. Gençlerimize bu konuda rehberlik etmek, biz büyüklerin vazifesidir. Günah işleyen kardeşimizi dışlamak değil, kazanmak gereklidir. Allah’ın rahmeti her zaman bizden bir adım öndedir, yeter ki biz samimi olalım.

Helal lokmanın bereketiyle doyan, haramdan uzak duran, huzurlu yuvalarda yaşamak duasıyla…