Remzi Akbaş'ın "Madem öyle, kaldırın gitsin!" başlıklı köşe yazısı
Kurban Bayramı yaklaşırken emekliler de "ikramiye" heyecanı ile alacakları parayı nereye harcayacaklarının hesabını yapar. Elbette bu düşük gelirli emekliler için geçerlidir. Kurban kesemeyecekleri için hiç olmazsa torunlarına, çocuklarına bayram harçlığı verebilmek ya da birkaç parça giysi almak mutluluğunu yaşamak ister.
Aslında bu günkü şartlarda bayram ikramiyesi "koyun" fiyatı baz alınarak verilmeli.
Bunu neden söylüyorum?
Gelin biraz geriye doğru zaman yolculuğu yapalım.
Hatırlarsanız 24 Haziran 2018'de "Partili Cumhurbaşkanlığı" ile "Milletvekili" seçimler öncesinde yapılan propagandalarla siyasi partiler arasında büyük bir vaat yarışı yapılıyordu.
Özellikle muhalefet partileri Genel Başkanları seçim meydanlarında hak, hukuk ve demokrasi içerikli söylemlerde bulunarak, ekonomik ve sosyal iyileşmelerde planlar ortaya koyuyor, "Ramazan ve Kurban Bayramı" ikramiyelerinde kimi asgari ücret, kimi de bir aylık maaş oranında teklif sunuyordu.
Elbette iktidarın başı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da boş durmuyordu.
16 yıllık iktidarında emekli bayram ikramiyeleriyle ilgili hiçbir girişimde bulunulmaması ortada dururken, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi"nin önemine binaen ve biraz da çekinceyle her iki bayram öncesi bin liralık ikramiye sözü verildi.
Ne ilginçtir ki... Emekli vatandaşların çoğunluğu muhalefetin önerdiğine değil, iktidarın teklifine tercih kullanarak ikinci kez Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi.
Atı alan Üsküdar'ı geçmişti artık!
Verilen söz gereği 2018'de her iki dini bayram öncesi biner liralık ikramiyeler emeklilerin hesabına yatırıldı.
Emekliler ilk ikramiye almanın heyecanı ve mutluluğu içinde çok mutmain olmuşlardı.
Bu ikramiyeler seçimlerin olmadığı dönemi kapsayan gelecek yıl ve sonraki yılda yine bin lira olarak verildi.
3 yıl sonra yani 2021 yılının bayram ikramiyeleri Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'yle 100 liralık artışla bin 100 TL'ye çıkarıldı.
Gülüyorsunuz değil mi? 2 yıllık enflasyon artış payı sadece 100 lira... Ama baştan dedim ya, bunu seçimde kabul eden bir toplum oluştu.
Oysa emekli bayram ikramiyelerinin verildiği 2018’den bu yana artan enflasyon hesaba katıldığında bin liralık ikramiye tutarının bin 503 liraya çıkması öngörülüyordu.
2021 ve 2022’de bin 100 lira olan ikramiyeler, 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçim yılı öncesi yine muhalefetin yaptığı propaganda ve dayatması sonucu 2 bin liraya, 2024 yılı yerel seçimler öncesi de 3 bin liraya çıkarıldı.
Geçtiğimiz Ramazan ayına gelmeden bu oran 4 bin lira oldu olmasına da her artış oranı o yıl enflasyonunun hep gerisinde kaldı.
Sadece enflasyon değil; altın, döviz gibi parametrelerin de arkasında kaldı.
Bir örnek: 24 Haziran 2018' de Kapalıçarşı'da 24 ayar külçe altının gramı 187 liradan, çeyrek altın ise 307 liradan satılıyordu. Yani bin liraya en az 5 gr veya, 3 çeyrek altın alınıyordu. Şimdiki fiyatları da söyleyeyim. Pazartesi itibariyle Gr altın 4 bin 170, çeyrek altın 6 bin 800 TL. Hadi enflasyonu, dövizi, altını boş verelim...
Hesabı bayramın konseptine uygun "Kurbanlık Koyun" hesabına göre yapalım.
Biliyorsunuz 2018'de verilen ilk emekli Bayram ikramiyesi ile 1 koyun alınıyordu.
Yani emekli vatandaş isterse "kurbanlık koyun" kesebiliyordu.
Bugüne geldiğimizde (ben özellikle sordum) en düşük koyun fiyatı 10 bin lira.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek "Emekliye bayram ikramiyesi var mı dünyanın başka yerinde?" demiş.
Diyelim ki yok. Bunu örnek gösterip "verilene razı olsunlar" ayarı mı çekiyor? Burada adalet, hak, hukuk uygulanacaksa emeklilere verilmesi gereken ikramiye en az 10 bin lira olmalı. Ya böyle olmalı ya da kaldırın gitsin!