Ali Keskinsoy'un "Şiddetin gölgesinde değil, merhametin ışığında yaşamak" başlıklı köşe yazısı
Hamd, bizleri adaletle emreden, zulmü ve haksızlığı yasaklayan Yüce Allah’a mahsustur. Salat ve selam, alemlere rahmet olarak gönderilen, hayatı boyunca kimseye el kaldırmayan, şiddeti değil merhameti öğreten Peygamberimiz Hz.Muhammed Mustafa’ya (s.a.v), ailesine, ashabına ve yolundan giden tüm müminlerin üzerine olsun.
Değerli okuyucular,
Kur’an-ı Kerim bizlere şu hakikati hatırlatır:
“Şüphesiz Allah adaleti, iyiliği, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar.” (Nahl, 16/90)
Bu ayet bize gösteriyor ki, toplumsal huzurun temeli adalet, iyilik ve merhamettir. Aksine, şiddet, kin ve düşmanlık hem bireyi hem toplumu çürütür. Ne yazık ki günümüzde şiddetin farklı yüzleriyle karşılaşıyoruz: Kimi zaman aile içinde eşler arasında, kimi zaman iş yerinde mobbing olarak, kimi zaman da sosyal medyada hakaret ve linç şeklinde… Dünyanın farklı bölgelerinde ise şiddet, savaşlara, yıkımlara ve gözyaşına dönüşüyor.
Bugün Filistin ve Gazze’de yaşananlar bunun en acı örneğidir. Sadece dinlerinden ve kimliklerinden dolayı kadınların, çocukların ve masumların hedef alınması, şiddetin insanlık için ne büyük bir bela olduğunu gözler önüne seriyor. Oysa Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor:
“Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kişidir.” (Buhari, İman, 4)
Hadis-i şerifin ışığında düşündüğümüzde, bizlerin en temel sorumluluğu çevremize güven veren bir Müslüman olabilmektir. Bugün bir Müslüman kardeşimizin kalbini kıran bir söz söylemek bile şiddetin bir çeşididir.
Peki, ne yapmalıyız?
- Aile hayatında sevgi ve saygıyı merkeze almalıyız. Peygamberimiz’in eşlerine olan merhametini örnek edinmeliyiz.
- Sosyal medyada hakaret, iftira ve yalan haberlerin yayılmasına engel olmalı; kırıcı değil yapıcı dil kullanmalıyız.
- Çocuklarımızı şiddet görüntülerinden uzak yetiştirerek, onların merhamet dolu bir nesil olarak büyümesine katkı sağlamalıyız.
- Mazlum coğrafyalara maddi ve manevi destek vererek, yalnız olmadıklarını hissettirmeliyiz.
- Camilerimizi, mahallelerimizi, şehirlerimizi güven ve huzur ortamı hâline getirmek için gayret göstermeliyiz.
Bugün dünyanın en çok ihtiyaç duyduğu şey, silahların susması, kalplerin konuşmasıdır. Şiddeti değil merhameti, kini değil sevgiyi, haksızlığı değil adaleti büyütmeliyiz. Çünkü Rabbimiz bizleri birbirimizi incitmek için değil, birbirimize şefkat göstermek için yaratmıştır.
Unutmayalım ki, şiddet sadece karşımızdakine değil, önce kendi kalbimize zarar verir. Merhamet ise önce kendi gönlümüzü aydınlatır, sonra bütün toplumu güzelleştirir.
Rabbimizden niyazımız şudur: Bizleri şiddetten uzak, merhametle kuşanmış, adaletle yaşayan kullarından eylesin. Filistin’de, Gazze’de ve dünyanın dört bir yanında zulme uğrayan kardeşlerimize yardım eylesin. Bizleri birbirine güvenen, birbirini koruyan, birbirini seven bir ümmet eylesin. Amin.