Her fırsatta çokça gündemde olmasından ötürü yazılarımda sıfır ve 2.el araç konularına değiniyorum bugün başka bir noktadan yaklaşalım istedim ve 2. el biraz kilometresi yüksek ve her araçta olabileceği gibi birkaç parça ufak tefek hasar kaydı olan üst segment bir araç ile sıfır kilometre olan ve ülkemizde oldukça fazla tercih edilen orta segment bir araç satın almanın her iki taraftan da artılarına ve eksilerine hep birlikte bakalım.

Burada üst segment araçlara örnek vereceğimiz araç, lüks araç denilince akla ilk gelen BMW 5 veya 7 serisi, Mercedes E veya S serisi SUV olarak da bir diğer premium marka olan Audi'nin Q7’sinden yola çıkalım. Bu araçlar 2010 model yani 10 yaşında olsunlar ve dediğim gibi ağır hasarsız olarak ufak tefek onarımlar görmüş olsunlar. Öncelikle bu tür araçlarla ilgili dolaşan hepinizin bildiği gibi lüks araç çok masraf açar, lüks araç ister istemez motor gücü yüksek olduğu için fazla tüketir bunun altından kalkılmaz tarzındadır. Bu durum evet kısmi olarak doğru sayılsa da aslında pek de öyle değildir.

Bana göre bu tür araçlar otomobili sadece bir ulaşım aracı olarak görmeyen, satın alım aşamasında bolca vakit ayırıp araştırıp temiz düzgün bir araç bulabilmesinden tutun alım sonrasında da aracına yine gerekli zamanı ayıran bilinçli ve titiz kullanıcılar ile prestijli otomobil sahibi olmayı önceleyenler, en son model araçlarla beraber sunulan ve her ne kadar üst segment araçta olsa o yıllarda çoğunda bulunmayan şerit takip, otomatik park etme, kör nokta uyarı, yaya algılama, bisiklet algılama, acil durum fren destek sistemi, adaptif cruise control, İkincil çarpışma freni, SOS tuşu vb. gibi donanımlara sahip olmamasını sorun etmeyen bir kullanıcı iseniz merak etmeyin örneğin F10 kasa bir 520d araç 184 Hp güç üretiyor ve ortalama kullanım değerlerinde güncel mazot fiyatlarıyla bile 7-8 litrelerde dolaşsanız 50-60 kuruşlara gelir ki böyle bir araç için gayet makuldür. En başında vakit ayırdığınızı ve size sadece keyfe keder masraf açan bir aracınız olduğunu varsaydık ancak sürpriz masraflara da hazırlıklı olmalısınız her zaman.

Sıfır araç tarafında ise bir VW Golf, Toyota Corolla, suv olarak da bu aralar popüler olan Peugeot 2008 olsun elimizde. İlk olarak içerisine oturduğundaki o sıfır kokusundan tutun da birçok ihtiyaca göre yeniden şekillendirilmiş iç ve dış tasarımlar, güncel teknolojilerin tamamına opsiyon dahilinde de olsa ulaşabiliyor olma imkanı, km veya yıl bazında garanti sunulduğundan dolayı 3-4 yıl veya 100-150 bin km kafanızın rahat olması, geliştirilen turbo motor teknolojisi ile 1.0 benzinli motorlardan bile eskiye nazaran çok ciddi güç değerleri alınıyor ve geliştirilen materyal teknolojisi ve birleştirme teknikleri sayesinde güvenlikten ödün vermeyerek araçlar çok daha hafif oluyor bunun sonucunda gayet seri şekilde yeterli performansı ekonomik olarak sunuyor. Evet belki sıradan bir aracınız oluyor lüks hissiyatı belki tam olarak yok ama onun yerine teknolojik olarak çok öne çıkıyor. Bu arada gerçekten son 10 yılda birçok segment sınıf atladı diyebiliriz yani VW Polo’su 10 yıl öncesinin bir Golf’ü hissiyatı verirken, Golf ise bir Passat hissiyatı sunuyor bizlere.

Fiyat olarak son zamlardan sonra aşağı yukarı aynı fiyat aralığındalar ancak eğer ikilemde iseniz öncelikle size tavsiyem ihtiyaçlarınızı iyi tespit edin neye ihtiyacınız olduğuna kesin olarak karar verin ardından gidin sıfır araçları showroomlarda görün inceleyin test sürüşü yapın az zamanda birçok hissiyatın değişmiş olduğunu göreceksiniz. 2. El lüks tarafında da mutlaka iyi araştırın sağlam yerde ekspertiz yaptırın, her ne kadar düzgün görünse de ağır kazası olan araçlardan uzak durun motoru değişmiş araçlara önyargılı olmayın sadece nerede kim nasıl yapmış onu iyi tespit etmeye çalışın bu tür araçlardan korkmanıza gerek olmadığını düşünüyorum. Sonuçta bu araçların da bir kalite standardı ve prestiji var aslında onu satın alıyorsunuz.