Bu hafta Youtube' da Armağan Çağlayan'ın programına Emin Çapa konuk idi. Onu izlerken şu kısım çok ilgimi çekti:

"Bordan para kazandık diye bakan açıkladı. Hesapladım kilosu 0,30 küsur cente geliyor. 5 lira civarı. 5 liraya ne var diye baktık. Roka bulduk. 1 demet roka fiyatına maden satıyoruz bununla övünüyoruz. Bordan üretilen lityum piller ne kadar? 180 bin dolara satılıyor. İçine akıl ve bilim sokamadığınız her şey değersiz." dedi.

Bu söz beni tee 1960'lara götürdü. 15 Mayıs 1961’de Otomobil Endüstrisi Kongresi’nde açılış konuşmasını Cemal Gürsel yapmıştır. Konuşmanın bir bölümünde şu cümleleri dile getirmiştir:

“...Tarımı da yenileyeceğiz, ama sadece ot satarak bir şey elde etmek mümkün değil! Bir gemi dolusu pamuk karşılığında zar zor 7-8 otobüs alabiliyoruz." demişti. 61 yıl önce söylenen bu sözle Emin Çapa'nın sözleri arasındaki benzerlik ve doğruluk malesef aynı. Değişen pek de bir şey olmadığının kanıtı.

Ezelden beridir bunu anlatmaya çalışıyorum. Gelişmek ilerlemek için hammaddeyi değil onun işlenmiş halini pazarlamamız gerekiyor. Adamlar bordan lityum pil yapıp 180.000 dolara satarken biz bordan çamaşır deterjanı ve borcam yapıyoruz. Katma değeri yüksek ürünler üretmeliyiz.

Hammadde satışı genelde gelişmemiş ülkelerde olur. Örnek vermek gerekirse;

- 1 liraya ağaç satarsınız 1000 liraya mobilya olarak geri alırsınız.

- 1 ton pamuğu 100 liraya satarsınız 2.000 liraya kıyafet olarak geri alırsınız

- 1000 karat işlenmemiş elması 10 liraya satarsınız 0,20 karat bir tek taş yüzüğe 5.000 lira verirsiniz.

- 10 liraya fındığı satarsınız Nutellayı 500 liraya geri alırsınız.

Gibi onlarca yüzlerce örnek vermek mümkün. Süratle yatırımlarımızı betona gömmek yerine tarıma, hayvancılığa, sanayi, teknoloji ve Arge çalışmalarına çevirmemiz gerekiyor. Ülke gelirini bir grup müteahhite değil daha geniş bir tabana yaymalıyız.

Kapsayıcı ekonomik kurumlara geçmeliyiz. Liyakatli uzman insanları alanlarında istihdam etmeliyiz. İnsanlara hem yeteneklerine en uygun mesleklerde çalışma özgürlüğü sunan hem de bunu yapabilmeleri için eşit şartlar sağlayan, kapsayıcı piyasalar yaratmalıyız. İyi fikirleri olanlar iş kurabilmeli, işçiler daha verimli çalışabilecekleri faaliyetlere yönelebilmeli ve daha verimli şirketler daha az verimli olanların yerini alabilmeli...