Haralambo, Karasu’nun ilk yerleşim yeri olan Karasu Köyü sahilinde bulunur. Adını, deniz ticareti ve balıkçılıkla geçinen yaşlı, bilge bir denizciden alır. Bölgedeki bazı denizciler, Haralambo’nun eskiden orada büyük, ahşap bir kulübesinin bulunduğunu söylemektedirler. Karasu; eskiden Türk, Rum ve Ermenilerin bir arada yaşadığı, denizle iç içe olan bir yerleşim yeri idi. Türkler; tarım, hayvancılık, odunculuk ve balıkçılıkla geçinirken; Rum ve Ermeniler daha çok kara ve deniz ticareti ile meşgul oluyorlardı. Haralambo da ticaretle geçinen denizcilerden biriydi. Karasu Köyü’ndeki Osmanlı dönemi mezar taşlarında pek çok denizci göz çarpmaktadır.

 

 

Karadeniz sahillerinde kıyıya yakın olup en derin noktalardan biri Haralambo Kuyusu’dur. Küçükboğaz önlerinden başlayan kuyu, bir vadi şeklinde balıkçı kulübelerinin doğusuna kadar uzanmaktadır. Kuyunun, derin ve sahile yakın olması, Karadeniz’in hırçın dalgalarının gücünü kırdığı için denizciler tarafından doğal bir liman olarak kullanılmasını sağlamıştır. Öteden beri çoğu denizcilikle geçinen Karasu halkının, kendilerine liman olarak Haralambo’yu seçmelerinin sebebi budur.

 

 

Karasu, Roma (Bizans) ve Osmanlı döneminde odun ve kereste ihtiyacının karşılandığı önemli merkezlerden biriydi. Tomrukları taşımak için gelen gemiler, deniz dalgalı olduğu zamanlarda Sakarya ve Melen’e giremiyordu. Bunun üzerine tomruklar; öküz, manda ve eşeklerle Haralambo’ya çekilir ve buradan gemilere yüklenerek gönderilirdi. 1898-1922 yılları arasında çalışan Karasu Osmanlı Madenleri A.Ş.’nin maden cevherleri, Haralambo’da inşa edilen iskeleden gönderilirdi. Zonguldak Kömür Madenleri için gereken tomruklar da yakın zamanlara kadar yine buradan gönderiliyordu.

 

 

Haralambo, Karasu’daki balıkçılığın da en eski merkezidir. Karadeniz’i iyi bilen tecrübeli balıkçılar nesilden nesile bu aziz mesleği sürdürmektedirler. Bölge, balık açısından da oldukça verimlidir. Derinliği 800 metrelere ulaşan kuyunun sağlı sollu eteklerinde barbun, istavrit, çinekop, palamut ve kalkan gibi değerli balıkların üremesi için uygun ortam bulunmaktadır.

 

Günümüzde, Karasu Köyü’nde yaşayan Haralambo balıkçıları, atalarından devraldıkları zengin kültür birikimiyle olta ve ağlarını büyük bir özveriyle kuyunun eteklerine bırakırlar. Haralambo’dan denize açılan bir tekne varsa durağı muhakkak kuyu ve çevresidir. Kuyu, kıyıya yakın olduğundan istedikleri derinliği yakalamak için denizin içine doğru ilerlemelerine hiç gerek yoktur. Karasulular, yaz kış demeden sabahın erken saatlerinde buraya gelerek taze balığa ulaşma imkânına sahip olurlar.

 

 

Son olarak; çoğu balıkçılıkla geçinen Karasu Köyü halkı, Karasu Limanı’nın yanlış yere yapıldığını, limanın aslında Haralambo’ya yapılması gerektiğini ifade ederler. Çünkü atalarımızın, liman olarak yüzyıllarca burayı kullandığını ve bunun da bir sebebi olduğunu dile getirirler. Zira güçlü akıntılar sürekli olarak Karasu Limanı’nın içine kum biriktiriyor ve sığlaştırıyor.

 

Karasu Limanı, Karadeniz’in kıyıya en yakın ve en derin yerlerinden biri olan Haralambo’ya yapılsaydı, güçlü akıntılar bu derinliği doldurabilir miydi? Şuan olduğu gibi limanın içinden kum çıkarmak zorunda kalınır mıydı? Kıyı erozyonları bu kadar şiddetli yaşanır mıydı?

 

Atalarımız, liman olarak Haralambo’yu kullanırken elbette bir şeyler biliyordu…