Tarih boyunca birçok hastalık olagelmiştir: Veba, sıtma, kolera, suçiçeği gibi salgın hastalıklar bunların örnekleridir. Lakin bu hastalıkların hiçbiri günümüzde yaşadığımız virüse benzemiyordu, dünyanın tamamına yayılmamış ve dünyanın tüm ülkelerini tehdit etmemişti.

 

Ve görüyoruz ki; çok şükür, zorlu günleri yavaş yavaş yeniyoruz. Ülkemizde alınan birçok önlemle birlikte virüsün yayılma ve ölüm hızını yavaşlatmış görünüyoruz.

 

 Tabii her vatandaşın bu süreç içersinde alınan önlem ve tedbirlere harfiyen uyuyor olması ya da uymaya gayret gösteriyor olması, yayılımı engelliyor ve kayıpları azaltmaya yarıyor.

 

Ne diyordu büyüklerimiz: Her şerde bir hayır vardır.

 

Peki, bizler bu süreci atlattığımızda, süreç içerisinde uyguladıklarımızı yaşam boyu devam ettirecek miyiz?

 

Umuyorum ki bu uygulananlar yaşam boyu devam edeceğimiz davranışlarımız olur.

 

1) Ellerimizi su ve sabunla mümkün olduğunca yıkamak bizim gelenek ve göreneklerimizde var olan davranışlarımızdan biridir ve bir kere daha anlamış olduk ki geleneklerimize dönüş ve ya onları hatırlamak bizlere iyi geldi.Yine tekrarlamak isterim ki bizler virüse karşı uyguladığımız bu davranışımızı mümkün olduğunca yaşatmaya devam edelim. ‘Temizlik imandır gelir’

 

2) Özellikle yaz mevsiminde insanlar birbirlerine nefeslerini hissedecek kadar yakınlaşıyor ve bu durum da sağlıksal olarak bünyemiz etkilenebiliyor. Yine benim kendi tavsiyemdir; sosyal mesafe her zaman korunmalıdır.

 

3) Yiyecek ve içeceklere hiçbir zaman bire bir ellerimizle dokunmamalıyız. Açıkta satılan ve ya açıkta kalan ürünler hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda açık şekilde satılmamalıdır. Pazarlarda sebze ve meyveler sürekli elle seçiliyor hatta açıkça söylemek gerekirse tek tek ellenerek bakılıyor olması da hiç güzel bir davranış olmuyordu. Marketler de ise ekmek ve benzeri unlu gıdaların poşetli satılmaya devam etmesi güzel olabilir.

 

4) Toplu yaşam ortamları daima riskli bölgelerdi fakat bizler bunun sağlığımız için önemini unutmuştuk, lakin virüs bizlere hatırlattı ve bizlerde gereğini yapmaya çalıştık. Bu sürecin geride kaldığı günleri yaşarken de muhakkak unutmamalıyız ve tedbiri elden bırakmadan yaşamsal faaliyetlerimizi yerine getirmeye özen göstermeliyiz.

 

5) Sigara ve alkol gibi sağlığımızı büyük ölçüde etkileyen ürünlerin kullanımları ve bu ürünlerin kullanım alanlarının sınırlandırılması yine sağlığımız için doğru adımlar olacaktır.  Mesela kullananların yanında kullanmayanlar durumdan etkileniyor, çünkü sokaklar, duraklar, pazarlar, parklar sürekli kullanan ve kullanmayan kişilerin karşılaşabildiği alanlar ve bu ürünlerin kullanım alanları kısıtlanabilir.

6) Toplu taşımalar, hepimizin zaman zaman kullandığı ve birçok kere ‘balık istifi’ olan toplu taşımalar. Virüsle birlikte aldığımız önlem kadar olmasa da alınabilecek önlemlere uyulması umuduyla umarız ki toplu taşımada düzenlemeler yapılır.

 

7) Son zamanlarda aile fertlerimizle bir araya geldiğimizde çok bireysel davranıyorduk hatta malum teknolojinin bize sunduğu şeyleri abartıya çıkarmış ve sürekli telefon, tablet, bilgisayar başında vakit geçiriyorduk. Ancak gördük ve bizzat yaşadık ki aslında yaşam bu şekilde hiç olası değilmiş, bununla birlikte anladık; bizler sohbet edince birlik içinde vakit geçirince daha mutlu oluyormuşuz. Gün içinde tatlı telaşlarımız bizi hayata bağlıyormuş. Bu salgın yaşadığımız zorunlu evde kalma süreci, aslında bizlerin ailemizle yapmadığımız ve unuttuğumuz birçok davranışı tekrardan yapmamıza olanak verdi. Ve elbette derslerimizi aldık, bizler bugünleri geride bıraktığımızda hem güçlü hem de unuttuğumuz bağlarımızla yeniden ayaklanacağız.

 

Ben, öğrencilerimle ders işlerken hangi konu olursa olsun daima yaşamın içine girerek ders işliyorum, çünkü yaşamın içine girilmeyen ve yaşanılmayan hiçbir an hafızada yeteri kadar kalıcı olmuyor. Yeri geldiğinde etkinliklerimizle yeri geldiğinde deney veya canlandırmalarımızla bunu mutlaka yapıyoruz. Neden mi?

 

Düşünelim; bizler bugünleri sadece okusaydık ve ya sadece duysaydık yani her şeyin başında Çin hakkında öğrendiklerimizle kalsaydık, bunca olan şeyden ne kadar ders çıkarırdık!

 

Üzücü ama belki de hiçbir ders alamazdık. Oysa şimdi yaşadık ve biliyoruz ki eskisinden daha da güçlü bir toplum olacak ve bize verilenlere şükredip onları koruyacağız.

 

Ve unutmayacağız: Her şerde vardır bir hayır…