Çocukların aileleri veya çevreleri tarafından; dağınık, unutkan, hayal aleminde, dinlemiyormuş gibi ifadelerle anılmasının altında yatan sebepleri hiç düşündük mü? Tüm bu sorunlar dikkat eksikliğinden kaynaklı olabilir mi? Belki de altta yatan başka sebepleri var mıdır?

Özellikli çocukların yanında bu tarz sözleri kullanmak asla doğru değildir.

Örneğin bir çocuğun sadece bir derse karşı ilgisi dağınıksa, muhtemelen bu sorun derse yöneliktir, lakin tüm derslerde ilgisiz, unutkan, söylenilenleri dinlemiyor veya sorumluluk ve görevlerini yerine getirmiyorsa daha ciddi bir sorunu vardır.

Aileler çocuklarına bu tip ‘tanılar’ koymak yerine, çocuklarının davranışlarını gözlemleyip uygun bir uzmandan yardım almaları hem çocuğun gelişimi için hem de aile yapısı için daha doğru olacaktır.
En çok yapılan yanlışlardan biri, çocuğu sürekli karşılaştırmaktır, örneğin çocuklar için mekân çok önemlidir, çocuk evde dikkatli, konsantrasyonu yüksek lakin okulda dersi dinlemiyor, umursamıyor, dikkatini vermiyor ise bu durumu genelleyip dikkat eksikliği olduğunu ifade edemeyiz.

Bu tarz mekânsal veya ruhsal sorunlar kısa süreli olabilir, zaman zaman tekrar ediliyorsa geçme ve düzelme olasılığı mümkündür. Lakin geçmiyor, şiddetli bir şekilde ilerliyorsa aile içinde veya okulda akademik başarıyı etkiliyorsa mutlaka uzmandan yardım alınmalıdır.

Asperger sendromunu duydunuz mu?

Bu sendrom genellikle çocukluk döneminde başlar, ailede ve çevrede sosyal etkileşimi zorlaştırır. Bireyin iletişimini büyük oranda etkileyen otistik bozukluklardandır. Genellikle diğer bireylerden farksız bir zekâya sahip olmalarıyla birlikte bazen sosyal beceriler konusunda eksik kalmaktadırlar. Bu sendroma sahip kişiler diğer bireylerin ses tonlarını, vücut hareketlerinin anlamlarını algılarken zorlanırlar.

Bu sendromun çocuklar üzerindeki bazı genel özelikleri ise şöyledir; sorulara yanıt vermeyebilir, duygusal tepkileri orantısız olabilir, mekâna göre içine kapanık davranabilir, bir ortamda sohbete katılmakta zorluk çekebilir veya hiç konuşmayabilir, bazen bulunduğu rutin hayatı tamamıyla kabullenir ve değişikliğe asla izin vermeyebilir, cümle aralarında değişen ses tonlarını anlamsız bulur ve esprileri anlamayabilir, diğer bireylerle göz temasında bulunmayabilir, özellikle motor becerilerinde kısıtlamalar ve geç algılamalar görülebilir, çevresindeki kişilerle ilişkilerinde sorunlar yaşayabilir.

Bu tip sendromlarda çocuğa yaklaşım çok önemlidir. Eğitimlerinin önemli olması, bu çocukların hem sosyal anlamda hem iletişim esnasında hem de davranışlar konusunda uzmana ihtiyaçları vardır.
Ebeveynler çocukların ilk öğrenim adresleridir, dolayısıyla özellikle bu tip sendromlu çocuklar için ebeveyn tutum ve davranışları önemlidir. Sosyal ortamdan kaçan ve iletişim kurmak istemeyen çocuk, teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. Örneğin göz teması kurmaktan kaçınan çocuk, evde yapılan basit pratiklerle çevresindeki insanlara karşı göz teması kurmada teşvik edilebilir.

Kafa karışıklığı yaşadığı durumlarda sorular sormasını söyleyebilir, sorduğu sorulara en açık şekilde verilen cevaplarla algılamasına yardımcı olabilirsiniz. Aileler olarak çocuklarınıza halk dilindeki tanıları koymadan önce mutlaka çocuklarınızı gözlemleyin ve uzmanlara danışın.