Ali Keskinsoy'un "Selam vermenin önemi" başlıklı köşe yazısı

Esselamu aleyküm…

Selam vermek sünnet, selamı almak ise farzdır. Peki; selam vermek mi daha faziletlidir selamı almak mı?

Değerli kardeşlerim, peygamberimiz Sallallahu Aleyhi Vesellem gördüğü herkese selam vermiş, selam vermeyi de şiddetle tavsiye etmiştir.

Bir hadisi şerifte buyuruyor peygamberimiz Aleyhisselam; “Ey insanlar, aranızda selamı yaygınlaştırın, insanlara, özellikle garibanlara yemek yedirin, insanlar uyurken geceleyin kalkın teheccüd kılın, bunu yaparsanız selametle cennete girersiniz, evet selamı yaygınlaştırmak cennete girme vesilesidir, hem de selametle girme vesilesidir.”

Dolayısıyla biz gördüğümüz kişilere, tanıdığımız veya tanımadığımız kişilere selam vermedin gayreti içerisinde olmalıyız. Selamın kişilerin birbirini sevmesine vesile olacağını da yine peygamberimiz Sallallahu Ali Vesellem farklı hadisi şeriflerde izah etmiştir.

Peki selam vermek sünnet, selam almak farz olduğuna göre, farzın sevabı da sünnetten fazla olduğuna göre, selamı alan mı yoksa veren mi fazla sevap alır sorusuna gelince; değerli kardeşlerim, buradaki farziyet namazın farziyeti gibi bir farziyet değildir, zorunluluk anlamındadır.

Yani selam verildiği zaman kişinin bu selama karşılık vermesi zorunludur, mutlaka karşılık vermesi gerekir, ancak bir toplumda çok kişi var, o çok kişiye selam verildiğinde bir kişi bile selamı alsa, zorunluluk diğerlerinden düşer…

Burada selamı başlatmak, yani bir ibadeti başlatmak, ibadeti devam ettirmeden daha fazla sevaptır kuralı gereği, selamı veren daha fazla sevabı kapar, ama selamı alanda mutlaka sevap almış olur. Biz tanıdığımız tanımadığımız herkese, özellikle çocuklara, ev halkımıza, aile halkımıza tebessümle selam vermeyi öğretelim, yaygınlaştıralım, kendimizde bu konuda gayret sarf edelim ki selametle cennete gitmiş olalım.