Ali Keskinsoy'un "İnsana şifa olmak: Mesleğin ötesinde bir görev" başlıklı köşe yazısı

Toplumların huzuru ve sağlığı, bireylerin birbirine olan saygısı ve merhametiyle güçlenir. Bugün, sağlık alanında görev yapan hekimlerimiz, sadece bir meslek icra eden kişiler değil; aynı zamanda Allah’ın insana verdiği emaneti koruma vazifesini yerine getiren kutsal bir görevin temsilcileridir.

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: “Kim bir canı kurtarırsa, bütün insanları kurtarmış gibi olur.” (Maide, 5/32)

Bu ayet, sağlık çalışanlarının toplum içindeki yerini en güzel şekilde özetler. Çünkü bir hastanın acısını dindirmek, bir yüreğe umut olmak, bir insanın yaşamına dokunmak; sadece meslek değil, aynı zamanda büyük bir ibadettir.

Ne yazık ki son günlerde, doktor-hasta ilişkilerinin zedelendiği, iletişimin zorlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Oysa İslam ahlakı bize, şefkatin, anlayışın ve güzel muamelenin her ilişkide temel olması gerektiğini öğretmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurur:

“Merhamet etmeyene, merhamet olunmaz.” (Buhari, Tevhid, 2)

Bu anlayışla hareket eden hekimlerimiz, sadece bedenlere değil, kalplere de şifa verir. İşte Karasu Devlet Hastanesi Diş Hekimi Dr. Seda Sevindik hocamız da bu anlayışın yaşayan örneklerinden biridir. Hastalarına gösterdiği samimi ilgi, güler yüz ve sabır dolu yaklaşımıyla, mesleğini sadece bir görev değil, bir emanet olarak görmektedir.

Dr.Seda hocamız, zorlaşan iletişim ortamında bile insana dokunmayı, hastasını dinlemeyi, anlamayı ve moral vermeyi ihmal etmemektedir. Bu da bizlere, Peygamberimizin şu sözünü hatırlatmaktadır:

“İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır.” (Kenzü’l-Ummal, 43125)

Bugün toplumsal huzurumuzun yeniden güçlenmesi için; her birimizin görev alanında empati, sabır, merhamet ve güzel ahlâkı ön plana çıkarması gerekmektedir. Sağlık çalışanlarımızın özverili gayretleri, sadece tıbbî değil, manevi bir hizmettir. Onlar, Allah’ın “Şafi” (şifa veren) isminin yeryüzündeki bir yansımasıdır.

Dr.Seda Sevindik hocamızın bu örnek tutumu, sadece bir hekimin değil, bir müminin nasıl davranması gerektiğini de bizlere göstermektedir. Çünkü güzel ahlak, her mesleğin ruhudur. Rabbimiz, “İyilikle kötülük bir olmaz; sen kötülüğü en güzel şekilde sav” (Fussilet, 41/34) buyurarak, bizleri her durumda sabır ve nezaketle davranmaya davet etmiştir.

Bu vesileyle, görevini hakkıyla yerine getiren, insana merhametle yaklaşan, gönüllere şifa olan tüm hekimlerimize teşekkür ediyor; Dr. Seda Sevindik hocamızın bu güzel örnekliğinin, sağlık camiasında ve toplumda yayılmasını temenni ediyorum.