Sakarya Nehri ile Melen Irmağı arasında kalan Kuzey Sakarya bölgesi ilk olarak 1290-1302 tarihleri arasında Kastamonu merkezli kurulan Çobanoğulları’nın son beylerinden Ali Amourios tarafından denizden yapılan akınlarla ele geçirildi. 1304 yılından itibaren güneyden kuzeye dek Sakarya havzasındaki etkinliğini artıran Osman Bey ve oğlu Orhan Gazi, sık sık Bizans ve Çobanoğulları arasında el değiştiren Kuzey Sakarya’yı Osmanlı topraklarına kattı.

Bölgeyi ele geçiren Konur Alp; Karasu, İncirli, Darıçayırı, Kuyumculu, Balıklağ, Kocaali ve Milan’da Orhan Gazi adına vakıflar kurdu, mescitler inşa etti. Bu mescitlerin en büyüğü Karasu ve Balıklağ’da bulunuyordu. Orhan Gazi de Kuyumculu köyünü Karasu ve Balıklağ köylerinde bulunan Orhan Gazi mescitlerine vakfetti. Mescitlerin imam-hatiplerine ödenecek para ve diğer masraflar gelirleri oldukça yüksek olan Kuyumculu’dan sağlanacaktı.

1520 tarihinden biraz evveline ait Osmanlı Arşiv kayıtlarına göre Karasu, köy statüsünde olup “Ada Kazası”na bağlı gözükmektedir. Bu belgelerde Karasu, Kocaali, İncirli, Darıçayırı, Milan, Kuyumculu ve Balıklağ köylerinin ismi geçmektedir.

16. ve 17. yüzyıllarda yaklaşık 100 nüfusuyla Karasu’nun köyleri arasında bulunan Balıklağ, 18. yüzyıldan itibaren hiçbir kayıtta gözükmemektedir. Balıklağ, kelime anlamı olarak “dalyan” anlamına gelmektedir. Dalyan ise “derelerin birleşerek denize karıştığı yer, avlanma yeri, doğal koy veya körfez”dir. Balıklağ ifadesi özellikle Kırım coğrafyasında oldukça sık kullanılmaktadır.

Günümüzde Karasu (Maden) Deresi’nin doğusunda, denizden biraz içerde Çamköprü’den Çayıralanı’nın doğusuna kadar olan bölgede “Balıklağ Deresi” bulunmaktadır. Günümüzde Kuyumculu sınırları içinde kalan bu bölgede tarafımızdan yürütülen saha çalışmalarında “Koca Mezarlık” adlı mevkide Balıklağ köyünün kalıntılarına ulaşılmıştır.

18. yüzyıldan itibaren Balıklağ köyünün ortadan kalkma sebebi olarak iklimin değişmesiyle birlikte aşırı yağışlar sonucunda Sakarya Nehri, Kitçik (Küçük) Boğaz, Karasu (Maden) Deresi ve Balıklağ Deresi’nin taşmasıyla bütün ovanın sular altında kalması ve buna bağlı olarak arazinin bataklığa dönüşmesi gösterilebilir.

Kaynak: Yücel Öztürk, “Osmanlı Tarihinde Ada Kazası” Sakarya’nın Fiziki, Beşeri ve İktisadi Coğrafya Özellikleri, Editör. Cercis İkiel, Sakarya Üniversitesi Yayınları Sayı: 190.