Uğur Büyük'ün "Delege sistemi" başlıklı köşe yazısı

Siyasi Partiler Kanunu ve Partilerin tüzüklerinin çok büyük kısmı genel başkanı korumaya yönelik yazılmıştır. En demokratik olduğunu iddia eden siyasi partiler bile bu kanunlar üzerinden yürür. Değiştirmek istemez neden mi? Örnek vermek gerekirse; X Partisi kurultay yapar ve bir genel başkan seçilir. Bu genel başkan beş yıl boyunca partisinde görev yapar ve çok büyük çoğunluğunu kendine oy verecek il ve ilçe başkanlıkları ve delegelerle doldurur. Bu sistemde bir genel başkanın demokratik yollarla devrilme ihtimali yok denecek kadar azdır. Türk siyasi tarihinde bunun bir iki örneği dışında benzeri de olmamıştır.

Herkesin siyasetle pek ilgisi olmadığı için delege sistemini insanların çoğunun bilmediğini düşünüyorum. En basit şekliyle sistemi en alttan en üste doğru anlatayım.

Parti kurultay takvimini ve üye listelerini yayınlar. Her mahalle de sandıklar konulur ve mahallenin bulunduğu ilçede CHP seçmeni oranıyla orantılı ilçe delegeleri seçilir. Sonra ilçedeki bütün mahallelerin ilçe delegeleriyle ilçe kongresi toplanır, ilçe başkanı ve ilçe yönetimini ve ilçenin bulunduğu ildeki CHP seçmeni oranıyla orantılı il delegeleri seçilir. Sonra ildeki bütün ilçelerden seçilen il delegeleriyle il kongresi toplanır ve il başkanı il yönetimi ve ildeki milletvekili sayısının 2 katı (bütün partilerin toplam sayısı) kadar kurultay delegesi seçilir ve kurultay ile de genel başkan ve parti yönetimi seçilir. Ayrıca burada doğal delegelik diye bir kavram var seçilen yönetim istifa etmez ise bir sonraki seçimde doğal delegedir belediye başkanı ve milletvekilleri bölgesinde doğal delegedir.

Sistem bu şekilde çalışır. Muhalefet partileri planlarını beş yıllık, on yıllık şekilde değiştirmediği sürece, seçimlere 3 ay kala sokaklara inen bir görüntüden uzaklaşmadan başarı elde etmesi mümkün görünmemektedir. Delege sistemi değişmeli üyeler üzerinden yeniden inşa edilmelidir.