Hasan Kar'ın "Ne olduysa bize hep azar azar oldu" başlıklı köşe yazısı

Toplumda uzun yıllar kıymeti ve değeri yitirilmeyen, bizlere hatıra olarak bırakılan her ne kadar güzel duygu ve düşünce varsa maalesef hepsini yitirdik ve bitirdik. Güzel olan, fark etmeden anlatacağımız her ne varsa niye eski yıllara gitmek zorundayız? Sizler de bilirsiniz, “kişi kendinden bilir işi” derler. Birçok çay sohbetlerinde konu on, yirmi, otuz bulunduğu yaşa göre değişkenlik gösterir bu tablo o yıllardaki mazileri anlatırken insanın gözleri pırıl pırıl oluyor, yüzünde tebessüm bir an olsun eksik olmuyor.

Çocukluk yıllarımızda mahallemizde bir cenaze olduğunda, kahvede okuma süresi boyunca oyun oynanmazdı. Evlerde televizyon açılmazdı. O kadar hassas bir şekilde davranılırdı. Cenaze evinin yükü alınır, herkes en az bir çeşit yemek ile taziyeye giderdi. Velhasıl, cenaze yakınlarının acısını dindirmek ve hafifletmek için mahalleli kenetlenirdi.

Ramazan ayında oruç tutan insana saygı duyduğunu göstermek için lokanta esnafı tüm camları gazete kağıdı ile kapatırdı. Şimdi ise bu durum her geçen gün değişti ve değişmeye de devam ediyor.

Tabii, bir de bunun yanına gece yarısı motoruyla mahalleyi inleteni mi eklersiniz… Bulvarda serseri mayın gibi dolaşan, ne vatana ne millete faydası olan tipleri mi eklersiniz… Trafikte hak hukuk tanımayan, önceliğin hep kendisininmiş edasıyla istediği yere park eden ahmakları mı eklersiniz… Bahçeden soframıza gelen ürünlerin bahçe ile sofra arasında on kat artan fiyatını mı eklersiniz… Hak ettiği parayı almasına rağmen işini düzgün yapmayan ustaları mı eklersiniz… Özellikle ergen ve hemen ergen sonrası gençlerin, herkesin duyabileceği şekilde birbirlerine küfürlü konuşmalarını mı eklersiniz…

Bu saydıklarıma daha yüzlerce örnek sıralanabilir. Ben sadece birkaç örnekle bugünkü durumu özetlemek istedim.

Arif Nihat Asya'nın dediği gibi:
“Avrupa’ya bir değil, iki pencere açtık. Batı, batı diyerek hep batıyoruz.
Bize bir nazar oldu, cumamız pazar oldu.
Ne olduysa hep bize azar azar oldu.”

Kendinize iyi bakın, hoşça kalın.