Tugay Bilgen'in "Güven problemi" başlıklı köşe yazısı
“Güvenecek kimse kalmadı, güven problemi yaşıyorum. İnsanlara yakınlaşamıyorum. Hatta bazen, alsam kendimi şöyle bir dağ köyüne yerleşsem diyorum.” Güven konusuyla problem yaşayan insanlardan sıkça duyduğumuz bu cümlelerde görüyoruz ki, insan derdini tanımlamada yanılgıya düştü mü çözüm olarak buldukları da bir kaçıştan öteye geçemiyor.
Ömür içinde yıllar geçtikçe, hayal kırıklıkları ve yanılgıya düştüğümüz tecrübelerimizin sayısı kaçınılmaz olarak artıyor. Bunca kötü tecrübeye sahip orta yaş insanlarda, yeniden güvenebilmek neredeyse imkansız hale geliyor. Bu kısma kadar haklılar. Onlara kim kızabilir ki? Tecrübeleri onlara “Bir daha güvenme” diyor. Peki insan güvenmeden nasıl yaşar? Nasıl bir ilişki kurabilir ki? Yeni tanıştığı insanları kendi hayatına nasıl alabilir?
Danışanlarımda gördüğüm bu problemle ilgili genellikle iki çözüm yolu oluyor. Birinci yol, “Güvenecek birisini bul ve bulamazsan da insanlıktan şikayet et.” İkinci yol, “Kimseye güvenme, kendi kabuğuna çekil. Yalnız başına kalacağın dağ köyündeki barakan hakkında fanteziler kur.” Maalesef ki bu iki yol da gerçek bir çözüm olmaktan çok uzak. Çünkü birinci yol zaten geçmişte sana zarar verdiği kanıtlanmış yöntemde ısrarcı iken, ikinci yol ise sadece bir kaçış planı. Peki gerçek manada çözüm nedir?
Yazının başında ‘İnsan derdini tanımlamada yanılgıya düşerse’ demiştim. Öncelikle güven probleminde ki derdimiz ve yanılgıya düştüğümüz kısımdan bahsedeyim. İnsan derdini güvenecek kişilerin hayatta karşısına çıkmaması olarak görürler ise bu yanılgıya düştüğü kısımdır. Çünkü dert bu ise çözüm güvenecek kişi bulmak olacaktır. Gerçek dert ise, insanlara güven duymaya ihtiyaç duymasından gelir. Derdi bu şekilde tanımlayan, çözüm olarak da “Güven ihtiyacını nasıl azaltabiliriz?” Ya da “Bu ihtiyaçtan nasıl kurtulabiliriz?” gibi sorular sormaya başlar. Olur da bu sorulara cevap bulabilirse gerçek bir çözüme kavuşmuş olacaktır. Yazıyı okurken ‘Güvene dair bu ihtiyacı azaltmak mümkün mü?’ diye soranlar için cevabımız “Evet.”
Güven ihtiyacını azaltma stratejileri ayrı bir günün konusu olacak kadar önemli bir konu. Üzerine odaklanıp, emek vermeyi de hak ediyor. Bu sebeple sizden ricam bu konuyu birlikte inceleyeceğimiz güne kadar kendinizce ‘Güven ihtiyacı nasıl azalır?’ sorusu üzerine düşünmeniz. Size birde ufak kopya vereyim. Cevabı ararken öncelikle ‘Güven ne işimize yarıyor ki?’ sorusunu sorarak başlayın.
Esenlikle kalın.