Yönetilmeyi veya yönetmeyi sever misiniz? Aklınıza gelen, yönetilmek veya yönetmek kelimelerin ilk anlamlarından bahsetmiyorum. Yani akla gelen ilk anlamlar liderlik veya yönetici ile ilgisi vardır. Ancak benim bahsettiğim başkasının tüm kaderini veya bir kısmını belirlemek.

Nasıl mı? Eğer evinizde, büyük bir kütüphane yerine büyük bir televizyon varsa, akşamları veya geceleri kitap okuma saati yerine, Kola-Cips-Film saati varsa, birden fazla kaynak yerine tek bir kaynaktan haber veya bilgi alıyorsanız sizin kaderinizi başkaları yazar ve başkaları siler.

Kaderinizi kendiniz yazmak istiyorsanız bilgiye âşık olmalısınız. Bilgi aldıkça iştahınız artmalı. Gece uyurken “Bugün ne güzel şey öğrendim! Bakalım yarın ne öğreneceğim?” diyebilmeli ve heyecanlanmalısınız. Heyecanınız yoksa ilk adım attıktan sonra yorgun düşersiniz. İnancınız ve heyecanınız sizi dinç, merakınızı taze tutacaktır.

Sosyal medyadan bilgi öğrenemezsiniz. Sosyal medya uyuşturucu gibidir ve uyuşturucu anında söylenenler ve duyulanlar unutulup giderler. Kendinize haftada birkaç kez belgesel saati yapabilirsiniz. Ancak yine de kâğıtlara dokunmalısınız. Sayfanın içindeki kelimeleri, harfleri hissetmelisiniz.

Kendinizi beğenin! Evet, kendini beğenmiş biri olun. Ancak yine aklınıza gelen ilk anlamı ile değil. :) Eğer ne iş yapıyorsanız, “Ben düne göre çok iyiyim. Daha iyisini yapabilirim!” diyecek kadar işinizi aşk ile yapın. İşinizi, yüreğinizle ve öğrendiklerinizle süsleyin.

Bilgi çağındayız ve bilgi bir ihtiyaçtır. Eğer ortama ayak uydurmak istiyorsanız, bilginin peşine düşecekseniz. Ya şimdi ya hiç! Eğer şimdi olmuyorsa, şimdi yapamıyorsanız sonrada yapamayacaksınız. Çünkü “Şimdi”, önceki zamana göre “Sonra” idi. “Sonra” ise birazdan “Şimdi” olacak. Size, sizden başka kimse iyi gelmez. Kendinize iyi bakın. Esen kalın…

“Sadece bir iyi vardır, bilgi; ve sadece bir kötü vardır, cehalet.” Sokrates

“Bilgi, sonsuza dek cehaleti yönetecektir.” James Madison