Selman Yümnü'nün "On yüz bin milyon baloncuk" başlıklı köşe yazısı

40 ve üzeri yaşta olanların kolaylıkla hatırlayacağı bir reklam sözü vardı “On yüz bin milyon baloncuk yuttum” diye işte tam da öyle bir konudan bahsedeceğim. Yutarken biraz zorlanabiliriz hazırlıklı olalım.

Türkiye ekonomisi 2023 yılında yüzde 4,5 ile son 3 yılın en düşük büyümesini kaydetti. GSYH yıllık bazda ilk kez 1 trilyon dolar barajını aşarken kişi başı gelir de 13 bin 110 dolara ulaşarak rekor kırdı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2023 yılı gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) verilerini açıkladı. Buna göre Türk ekonomisi 2023'te yüzde 4,5 büyüdü. Beklenti yıllık büyümenin yüzde 4,4 gelmesi yönündeydi.

Türkiye 2022 yılında yüzde 5,3'lük büyüme kaydetmişti.

GSYH böylece ilk kez 2023 itibarıyla 1 trilyon dolarlık büyüklüğü aşarak 1 trilyon 118 milyar 593 milyon dolara ulaştı.

Kişi başına GSYH 2023 yılında cari fiyatlarla 307 bin 952 TL, ABD doları cinsinden 13 bin 110 olarak hesaplandı. Böylece kişi başı gelir tarihin en yüksek seviyesine ulaştı.

Açıklanan bu rakamlar her ne kadar artış yönlü olsa da 2023 yılı için hedeflenen kişi başı 25 bin dolar seviyesinin altında gerçekleşti.

Büyüme rakamlarında dikkatlerden kaçmaması gereken bir husus ise yüzde 4,5 büyüyen Türkiye ekonomisinde sadece tarım sektöründe daralma gerçekleşmiş olması.

Tarım sektöründe daralma yaşanırken enflasyonla nasıl mücadele edilecek ve fiyat artış hızı yavaşlatılacak çok merak ediyorum. Özellikle mutfaklar yangın yeri iken bir de tarım sektöründeki daralma gelecek adına hiç de iyi sinyaller vermiyor.

TÜKETİM HARCAMALARI YÜZDE 12,8 ARTTI

2023 yılında hane halklarının nihai tüketim harcamaları, bir önceki yıla göre yüzde 12,8 arttı. Hane halkı tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı ise yüzde 59,1 oldu.

Geçen yıl mal ve hizmet ihracatı yüzde 2,7 azalırken ithalatı yüzde 11,7 yükseldi.

TÜİK verilerine göre ekonomide hedeflenen ihracat ile büyüme de böylelikle hayallerde kalmış oldu ve büyüme hane halkı harcamaları ve ithalatla büyüdü.

Oysaki döviz kıtlığının yaşandığı ülkemizde ithalatın azalıp ihracatın artması gerekiyordu. Marka bağımlılığı ve ikame mal eksikliğinden dolayı ithal ürünlere olan talep bir türlü azalmıyordu.

İşin acı tarafı ise bu rakamların yakın bir gelecekte kur şoklarını yaşayacağımızı gösteriyor.

Yani sözün özü döviz artmaya devam edecek döviz arttıkça enflasyon artacak ve bu kısır döngü devam edecek. En yakın düzelme 2026 gibi görünüyor. Zamanında kur korumalı mevduat konusundaki yorumlarım bazı kişilerin canını sıkmıştı ama gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır.

Moral bozmaya gerek yok ne de olsa bu kaçınılmaz bir gerçek. Tıpkı depremle yaşamaya alışmalıyız dedikleri gibi en az 2 yıl daha bu ekonomik krizi içselleştirip bununla yaşamasını öğrenmek lazım.