Selman Yümnü'nün "Galatasaray uçuyor, Fenerbahçe yerinde sayıyor" başlıklı köşe yazısı

Yine sezon sona erdi ve yine zirvede Galatasaray var. Sarı-kırmızılı camia, son yıllarda sadece saha içindeki performansıyla değil, aynı zamanda ekonomik anlamda da büyük bir istikrar ve başarı yakalamış durumda. Süper Lig şampiyonluğunu bir kez daha kazanarak müzesine bir kupa daha ekleyen Galatasaray, Şampiyonlar Ligi ve Avrupa gelirleri, sponsorluk anlaşmaları, artan forma satışları ve yükselen marka değeriyle artık Türkiye sınırlarının ötesine taşmış bir spor markası.

Galatasaray’ın başarısı, sadece bir teknik direktör başarısı değil. Aynı zamanda bir yönetim başarısı. Sağlıklı mali planlama, doğru futbolcu tercihleri ve en önemlisi taraftarla kurulan güçlü bağ, kulübü sportif başarının yanında ekonomik anlamda da zirveye taşıdı. Bugün Galatasaray'ın kasasına giren para, sadece kupaların değil, sürdürülebilir bir kulüp modelinin de eseri.

Peki ya Fenerbahçe?

Ali Koç’un başkanlığa geldiği günden bu yana geçen yıllar, büyük vaatlerin ama küçük sonuçların dönemi oldu. Her sezon başında “Bu yıl bizim yılımız” denilmesine rağmen, sezon sonunda hayal kırıklığına dönüşen tablolar, artık sadece taraftarı değil, kamuoyunu da yormaya başladı. Türkiye Kupası, Süper Lig şampiyonluğu ya da Avrupa’da anlamlı bir başarı… Hiçbir alanda elle tutulur bir gelişme yok.

Daha da çarpıcı olan, bu başarısızlığa rağmen hala koltukta kalma ısrarı. Her sezon sonunda başka bir teknik direktör, başka bir transfer politikası, başka bir strateji… Ama sonuç hep aynı: Sıfır kupa.

Fenerbahçe bugün sadece sportif değil, ekonomik olarak da ciddi bir irtifa kaybediyor. Şampiyonluk gelirlerinden mahrum kalması, Avrupa’dan uzak kalması, taraftarla bağın zayıflaması ve sürekli değişen kadro yapısı; kulübü borç batağına biraz daha sürüklüyor. Oysa ki Galatasaray her kupayla sadece tarih yazmıyor, aynı zamanda banka hesaplarını da dolduruyor.

Ali Koç gibi iş dünyasında başarılı bir ismin, futbol dünyasında bu kadar başarısız olması artık sorgulanmak zorunda. Başarı sadece niyetle ya da bütçeyle gelmiyor. Yönetim iradesi, istikrar ve futbol aklı gerekiyor. Tüm bu süreç sonunda Ali Koç’un hala istifa etmemesi, “sorumluluk” kavramının yeniden tanımlanması gerektiğini gösteriyor.

Galatasaray bugün sadece bir futbol kulübü değil, aynı zamanda nasıl yönetilmesi gerektiğinin yaşayan bir örneği. Fenerbahçe ise aynı sorularla her sezon başa sarıyor. Ve her sene sonunda tekrar aynı cümle kuruluyor: “Bu yıl da olmadı.”

Artık bazı koltukların bırakılma zamanı geldi de geçiyor. Çünkü bazen çekilmek, kalmaktan daha büyük bir erdemdir.

Bir Fenerbahçe taraftarı olarak bur kez daha yüksek sesle Ali Koç istifa.