Karasu Sosyal Gelişim Merkezi adı altında açılan SGM binası tek bütün haliyle Karasu’ya hizmet vermeye çalışıyor.

Bina çok güzel, iç dizaynı, modernliği muhteşem.
Ancak binanın içerisinde kişinin kendisini geliştirebilmesi adı altında hiçbir icraatın olmaması üzüyor.

Türkiye hala gelişmekte olan ülkeler kategorisinde. Neden? Neden bir türlü gelişmiş ülke olamıyoruz? Bina yapıp gitmekle olmadığını hepimiz biliyor. O binayı nasıl aktif hale getirebiliriz, nasıl bir eğitim verebiliriz i ne zaman tartışmaya başlayalım?

Günümüz ortamını en iyi ifade eden sözcük rekabettir. Küreselleşme rekabeti hem artırmakta hem de keskinleştirmektedir. Ülke içindeki yapılar (alt yapı, sektörel yoğunlaşma, kümelenme v.s.) rekabette belirleyici öneme sahiptir. Rekabet dün kalite ve ucuzluğa bağlı iken, bugünkü yeni paradigması bilgi ve yaratıcı yenilikçilik/inovasyon? dur. Rekabet üstünlüğü kazanmak için eğitime çok önem verilmesi gerekmektedir.

Çeşitli dallar altında ayrı ayrı alanlarda eğitime başlanılmalıdır. Kovit deyip, kapanma deyip kenara atmayalım kendimizi.

Çocuklarımızı özgür bırakmadığımız, yaratıcılığın önünü kestiğimiz ve onları düşünce kalıplarına, şablonlara hapsettiğimiz sürece gelişemeyiz.

Bu özenti kafa değişmediği, bizler kalitenin değil markanın peşinde koştuğumuz, elimizde teknoloji olduğu halde kendi markalarımızı dünyaya yayamadığımız sürece gelişemeyiz.

Hala taklitçiyiz. Bu kafa değişmediği, sanatta, bilimde, edebiyatta bir meselesi olan orijinal ürünler vermediğimiz zaman gelişemeyiz.

Ortalıkta caiz olanı ve olmayanı söyleyen şarlatanlar ve bu şarlatanları takip edenler olduğu, kendi aklımızla değil başkasının aklıyla yaşadığımız sürece gelişemeyiz.

Akılcı bir yaşam kuramayıp, tedbirsiz tevekkül peşinde olmanın manası yok. Sadece kendimize değil, yarattığımız aileye de, topluma da zarar veriyoruz. Eline, beline diline hakim olmadıkça, kendini bilmedikçe bu iş zor.

Gerçek gelişim hazır olanları üretmeden tüketmek değil, gelişerek üreterek tüketmek olmalıdır. Bu tür sanal göstermelik gelişim yalanları toplumu uyutmakta toplumunda gelişimine engel olmaktadır. Topluma dayatılan hazırı kullan ve üretmene gerek yok dercesine yetersiz yönetim anlayışı ile ülkemiz tam olarak gelişememe sorunu yaşamakta ve sanal olarak gelişiyor gibi gözükmektedir. Toplumun kendi kendine başarılı olmaya çalışmasını ise, yasal boşluklar ve yasal zorluklar yüzünden gerçekleştirmesine, yine bu tür siyasi ve bürokrasi eksiklikleri ve yetersizlikleri sebep olmaktadır.

Uzatmak istemiyorum. Bu ülke yeryüzünde gerek tarihi gerek coğrafyası ile en şanslı konumda. Potansiyelimiz müthiş. Elbette engeller var ve hep de olacaklar ama gelişmek yönünde bireysel ve bireyselliğin izdüşümü olarak toplumsal vizyonumuzu genişletmediğimiz, kafa yapımızı değiştirmediğimiz sürece yerimizde sayar ve hep gelişmekte olan ülke statüsünde kalırız.

Farkındalıklı günler dilerim.