Hepimiz biliyoruz ki, günümüzde geniş aile yapısı yerini çekirdek aile yapısına bırakmaktadır. Durum böyle olunca ebeveynlerin de bazı konularda aklı karışıyor. Baba ve anneler, ebeveynlik rollerini sorgularken, bununla birlikte çocukla anne-baba mı yoksa onunla arkadaş mı olmalıyım soruları da doğmaktadır.
Modern aile, modern ebeveyn kavramları hayatımıza girince çocukla arkadaş olan ebeveyn rolü daha çekici gelmeye başlamıştır.
Ebeveynler, çocukları için bir arkadaş hatta sırdaş olduklarını sıkça söylerken gerçekten olması gereken bu mudur? Çocuk için bir arkadaş mı yoksa ebeveyn mi olmalı?
Çocuklar için her şeyden önemlisi ‘ebeveyn’ duygusudur. Çünkü arkadaş ve ebeveynlik rolleri arasında büyük farklar vardır. Çocuk için hayatı boyunca arkadaş rolü çok sayıda olacaktır lakin ebeveyni yani anne-babası sadece bir tanedir. Bu da demek oluyor ki; çocukların sizin ebeveynliğinize ihtiyacı, arkadaşlığınızdan daha fazladır.
Sevgili anne ve babalar, çocuğunuzla arkadaş olmayın. Sevgili anne ve babalar çocuğunuzun ebeveyn olun. Çocuğa ebeveyni gibi davranın.
Anne ve baba rollerinin çocuğu olumsuz yönde etkilediğini düşündüğünüzde ebeveyn rolünden çıkıp başla bir role geçmek yerine, gerçekleştirdiğiniz ebeveyn rolünü değiştirin. Sizlerin kafasında ki ebeveyn tutumu; katı, hiç bir şeyi konuşmayan, paylaşmayan, baskıcı, sevgisini göstermeyen gibi kalıplar ise yapılması gereken ebeveynlikten vazgeçmek değildir, yapılması gereken bu tutumları revize edebilmektir.
Peki neden çocukla arkadaş olmamalısınız?
Çocuklar dilediği gibi davranır, fakat bir taraftan sınırlara da ihtiyaçları vardır, zira nerede duracağını bilmeyen çocuk kaygılanacaktır bu mutsuzluk doğurabilir. Arkadaş bir sınır çizemez, ebeveyn ise sınır çizebilir.
Ya da çocuk size arkadaş gibi her şeyini anlattığında, arkadaşlığın gereği sizin de onunla her şeyinizi paylaşmanız gerekmez mi? Eğer çocuğa dertlerinizi, çilelerinizi, aşklarınızı ve bunlara benzer konuları anlatırsanız çocuğa bir yetişkinin yükünü yüklemiş olursunuz.
Çocuk ebeveyn ve arkadaş farkını bilmediğinde her arkadaşından ona ebeveyn gibi davranmasını da bekleyebilir ya da arkadaşıyla herhangi bir sorun yaşadığında ebeveyni tarafından reddedilmiş gibi tepkiler verebilir. Çocuğun arkadaşı olduğunuzda, kendine ve etrafına zarar verebilecek taleplerine ‘hayır’ dediğinizde normalden çok daha büyük tepkiler gösterebilir.
Arkadaşlık hiyerarşik bir ilişki yerine daha eşitlikçi bir ilişkidir, lakin ebeveyn yaşantı ve deneyim olarak çocuktan üst konumdadır.
Peki, ne yapılmalıdır?
Çocuğa onu koşulsuz sevdiğinizi hem sözel hem de davranışsal olarak ifade edin. Çocuğa tatlı dille belirli sınırlar çizilmelidir, bu sınırların mantığını çocuğunda duygularını anlayarak dile getirdiğinizde, çocuk sorun çıkarmadan uyum sağlayacaktır.
Çocuğun olumsuz davranışları kadar olumlu davranışlarını da dile getirin, sevin, övün, takdir edin, lakin tüm dünyanın onayladığı ama anne-babanın onaylamadığı hiçbir şey hiçbir zaman yeterli olmuyor.
Her gün mutlaka çocukla günün değerlendirmesi yapılmalıdır, aile içi etkinlik ve paylaşımları arttırın.
Çocuğu dinlemek, ona akıl vermek yerine çözüm odaklı olmak, çocuğa daha iyi gelecektir.
Şahsi sorunlarınızı çok gerekli olduğunda gereği kadar paylaşın, çocukla sadece ona konsantre olmuş şekilde en az yarım saat geçirin.
Ağır basan ‘Ebeveynlik’ olsun...
Tuğba Keskin İzmire
Yorumlar