Ali Keskinsoy'un "El alem ne der mi, yoksa El Alim olan Allah ne der mi?" başlıklı köşe yazısı

“Acaba ne derler?” Bir ömür “ne derler”in peşinde geçti, geçiyor… Yeni bir kıyafet alınırken, düğün yapılırken, çocuk okula gönderilirken, hatta ibadet edilirken bile aynı put karşımıza dikiliyor: “El alem ne der?”

Oysa Kur’an çok net soruyor bize: “Allah kuluna yetmez mi?” (Zümer, 39/36)
Ama sanki yetmiyor gibi yaşıyoruz. Yetmediğini düşünenlerin dünyasında; Allah’ın değil, el alemin memnuniyeti öncelikli oluyor.

El alem korkusu, Ebu Talip'i bile yaktı

Resulullah’ın (s.a.v.) yıllarca gölgesinde büyüdüğü, şefkatini gördüğü amcası Ebu Talip… Ölüm döşeğinde yeğeninden bir cümle bekledi sadece:
“Amca, ne olur bir kez ‘Lâ ilâhe illallah’ de.”
Ama amca ne dedi?
“Etraf ne der evlat? Kureyşliler ne der? Ölümden korktu derler. El alem ne der?”
Ve öylece, o cümleyi söyleyemeden ebedi aleme gitti.

Peki biz farklı mıyız ondan?
Bugün bir genç sakal bırakmak ister, sağına soluna bakar… Bir Müslüman sade bir düğün yapmak ister ama içindeki o görünmeyen baskı “Bu düğün sana yakışmaz” diye bağırır. Sebep ne? “El alem ne der?” putu.

“Ne derler?” ile şekillenen hayatlar

Birileri bu yılın “moda rengi”ni belirler, biz ona uyarız. Evimizi onların göz zevkine göre döşeriz. Telefonumuzu bir yıl geçmeden değiştiririz. Niye? El alem “hala bu telefonu mu kullanıyorsun?” demesin diye.

Birileri bizim yerimize düşünüyor, karar veriyor, yön veriyor. Bize düşen ise sadece uymak ve “el aleme rezil olmamak”! Ama durun! Bu “put” yüzünden insanlar borca giriyor, harama bulaşıyor, faize düşüyor. “Sen hala ev alamadın mı?” lafından korkanlar bankalara teslim oluyor.

Aileler bile artık “Allah ne der?” diye sormuyor

Çocuğun ders notu mu düşük geldi? Annenin, babanın üzüntüsü ne? “Evladım günaha mı düştü?” değil. “Bizi el aleme rezil ettin!” oluyor.

Düğün yapılıyor: “Sade olsun” deniyor ama biri çıkıp “Bu düğün sana yakışmadı” deyince her şey değişiyor.
Ama hiç kimse sormuyor: “Peki Allah bu düğün hakkında ne der?”

Putun adı konulmadı ama etkisi her yerde

Putlar sadece taş yontular değildir. Kalplere dikilen putlar daha da tehlikelidir. İbrahim Aleyhisselam hepsini kırdı ama büyük putu bırakıp baltayı onun omzuna astı ya… Bizim hayatımızda da o büyük putun adı artık şu: “El alem ne der?”

Camide namaza giden genç kınanıyor, tesettüre giren kız alay konusu oluyor, bir çocuk Kur’an öğrenmeye çalışınca “Sen hoca mı oldun?” diyorlar. Peki biz bu zihniyeti nereye kadar taşıyacağız?

Kurtuluş: “El Alim ne der?” diyebilmektir

Bugün bir Müslüman’ın derdi şu olmalı: “Rabbim benden razı mı?” İnsanlar değil. Çünkü insanlar Allah’tan memnun olmadılar ki senden memnun olsunlar.

Kimin ne dediğine değil, Allah’ın ne buyurduğuna bak. Moda ne derse değil, Kur’an ne derse ona göre yaşa. Toplumun değil, Rabbin rızasını gözet. Köşe başı putları kırmak kolaydır belki ama kalplerdeki bu “Ne derler” putunu kırmak en zorudur. Ama asıl cihad da işte budur.

El alem değil, El Alim olan Allah razı olsun. Gerisi önemli değil.