Remzi Akbaş'ın "Emeklinin 18 kilo eti nerede?" başlıklı köşe yazısı

Türkiye'nin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH)'dan en az payı emeklilerin aldığını bir kenara koyarak şu gerçeklerle devam edeyim.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)'nun 2024 Şubat verilerine göre 10 milyon 331 bin 697 SSK'li, 2 milyon 715 bin 100 Bağ-Kur'lu, 2 milyon 304 bin 714 Emekli Sandığı'ndan olmak üzere toplam 15 milyon 351 bin 511 kişi emeklilik, malullük, ölüm aylığı ile dul ve yetim maaşı (pasif sigortalı) alıyor.

Türkiye'nin 2022 yılında emekli sayısı 14 milyon civarında iken emekli aylıklarının GSYH’ye oranı yüzde 4.46 ile Avrupa'nın son sıralarında yer bulmuştu. Bugün 16 milyona ulaşan emekli Avrupa'da yine son sıradaki yerini koruyor.

Hani Avrupa bizi kıskanıyor ya... Avrupa'da ortalama emekli maaşları 2 bin Euro civarında. Türkiye'de ise (dikkat buyurun), 370 Euro... Arada büyük uçurum var!

Bir başka parametreye baktığımızda şöyle bir görüntü çıkıyor karşımıza.

Türk-İş araştırmasında açlık sınırı bu yılın Mayıs ayında 18 bin 969 lira, yoksulluk sınırı 61 bin 788 lira olduğu açıklandı. Türk-İş ayrıca bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyetinin Mayıs'ta 24 bin 609 lira olduğunu belirledi.

Yoksulluk sınırını geçtik, bekar bir çalışanın yaşam maliyetini de geçelim; açlık sınırı altında bir aylık ücret verilmesi hangi adil düzende uygulanır?

Türkiye'nin GSYH 2024 yılının birinci çeyreğinde yüzde 5,7 oranında büyümesi ile hava atıp övünenler, 11 milyon civarında emeklinin açlık sınırı altında maaş aldığını bilmiyor mu?

Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul Ticaret Odası (İTO)Türkiye'nin genel ortalamasının göstergesi olan İstanbul'un mayıs ayına dair enflasyon verilerini açıkladı. Buna göre Mayıs’ta perakende fiyatlar aylık yüzde 3,59, yıllık yüzde 82,20 arttı.

Bağımsız araştırma kurumu ENAG'a göre aylık 5,66 yıllık 120,66; bağımlı kurum TÜİK'e göre de aylık 3,37, yıllık 75,45. İster emekli maaşları ister işçi, memur, dul ve yetimleri ile yaşlılık aylığı alanlar olsun bunların iyileşmesi elbette devlet bütçesinin durumuyla ilgili. Ancak bütçe ise bırak denkleştirmeyi yıllardır açık veriyor.

2023 yılının tamamında bütçe açığı, önceki yıla göre göre yüzde 864 oranında artarak 1 trilyon 375 milyar TL'ye çıktı. Bütçe açıkları da ister istemez emeklinin, asgari ücretlinin, işçinin, memurun, dul ve yetimlerin sırtına yükleniyor.

Bu nedenle 3 emekliden 1'i ekonomik zorluklardan dolayı ikinci bir işte çalışmak zorunda kalıyor.

Önümüzdeki hafta Kurban Bayramı ikramiyeleri ödenecek. Geçtiğimiz yıl 2 bin lira olan ikramiyeler yüzde 50 artışla 3 bin liraya çıkarıldı. Oysa Mayıs ayı enflasyon yıllık yüzde 75,45'e çıktı. Buradan bakarsak bile yüzde 25,45'lik eksi azalış var.

Bakınız, döviz veya altın hesabıyla değil, Kurban Bayramı olduğu için et hesabıyla durumu ortaya koyalım:

Emeklilere ilk bayram ikramiyenin verildiği 2018 yılındaki Bin lira ile o dönemde Ankara Ticaret Borsası’nın verilerine göre, ortalama 27 liradan 37 kg karkas et alınıyordu. Verilecek olan şimdi ki 3 bin lira ikramiye ile 31 Mayıs tarihli verilerine göre ortalama 335 liradan 9 kilo et alınıyor. Bunun hesabını yaparak en azından 6 yılda kaybedilen 18 kilo karsas etin bedeli (6 bin 30 lira) ödenmesi gerekir. Maalesef geldiğimiz yer burası...

Şimdi diyebiliriz ki "Adalet bunun neresinde?"

Biliyorsunuz emekliyi görmezden gelenler bunun bedelini yerel seçimlerde gördü. Böyle giderse önümüzdeki seçimlerin prototipi de aynı olacak!