Hasan Kar'ın "Elçiye zeval olmaz" başlıklı köşe yazısı

Sınırları zorlamak belli bir istikamette dosdoğru yol almak hedefe ulaşmak kadar değerlidir. Burada bir düşünce bir amaç ve gaye var sorumluluklar zaman zaman genişleyebilir veya kısıtlanabilir bu hangi alanda olursa olsun hedefe ulaşmanın önüne geçmemeli. İyi günler iyi haftalar.

Hayatta bir takım gerçekleşmesini istediğimiz durumları sadece süresel alanda tahminde yanılabiliyoruz. Her gerçekleşmesi gereken hususta makul süreyi göz önünde bulundurmak gerekir. Dünyada ekonomik ve siyasi alanda her geçen gün önemli bir o kadarda garip durumlar oluyor. Günümüz dünyasında hemen dikkat çekmesi gereken bir konu, anında sosyal medyada dolaşımda oluyor çok rahat. Mesela Trump'ın çok enstantaneli geçen Ortadoğu turu gezisi… Veya bu konu ile ilgili farklı düşüncenize de açığım. Ne derseniz deyin artık sonuç olarak bu dolaşım bittiğinde ABD’ye dönmeden bütün dedikodular, eleştiri veya varsa methiye düzmeler bitmiş oluyor. Çünkü bunlar anlık oluyor artık. Haliyle böyle olunca anlık yaşanıyor tüm olaylar.

Düşünsenize eski yıllarda size binlerce km öteden elçinin getirmesi oradaki bir elçinin size gelmesi ile ilişkili ‘elçiye zeval olmaz’ sözü de çokça duyduğumuz ve kullanımda olan bir söz değil mi? Şimdi anlık, saniyelik bir erişim mümkün hale geldi. Bu kadar hızlı akan, su üstünde yüzmeye çalışıyoruz. Çok dikkat etmemiz lazım. Bu hız saçma sapan durumlara da şahitlik yapmamıza neden oluyor.

Son yıllarda saçma sapan, gerekli gereksiz birden meşhur olmak durumları yaşanıyor ama çok kısa vadeli oluyor. Yani anlık, birkaç aylık gibi sonrası malum işte. Buda hoş değil! Toplum olarak zihnimizi çok gereksiz atıl bilgi ile dolduruyoruz. Sonrası almamız gereken değerli bir duruma yer açamıyoruz. Bu da bizim öz eleştiri yapmamız gereken bir konu. Bireysel olarak çok da bir şey yapacak durum yok. Bu olanlara ne kadar kulak tıkasan da etrafında dönmeye, yaşanmaya başlıyor. Her şeyin hayal ettiğimiz gibi olması dileği ile… Kendinize iyi bakın hoşça kalın…