Selman Yümnü'nün "Kağıtttan kaplan" başlıklı köşe yazısı

Kötü bir hafta yaşıyoruz. Köşe yazımı yazdığım an itibariyle Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yaptığı açıklamaya göre 12 askerimiz şehit oldu. Milletimizin başı sağ olsun.

Ateş düştüğü yeri yakıyor. Geçtiğimiz senelerde 3 askerimizin şehit haberi ile ilçemiz de bu acıyı yaşamıştı. Yani bizlerin de acıları taze. Mekanları cennet olsun.

50’nin üzerinde terörist etkisiz hale getirildi. Biz bu köpekleri öldürüyoruz ama bunları meydana salanlara tepkimiz ne olacak. Durmayacaklar! Ne ABD ve en çok da İsrail durmayacaklar. Küresel bir güç olma yolunda olan Türkiye sürekli olarak bu tür saldırıya uğrayacak. İçeriden ve dışarıdan bu köpekleri üzerimize salanlara tepkimiz ne olacak.

Haberleri duyduğumda TRT’yi açıp gelişmeleri izlemek istediğimde ise bir eğlence programının devam ediyor olması acı vericiydi. O esnada görmek istediğim şey en basitiyle bunu uluslararası bir misilleme mahiyetinde İsveç’in NATO üyeliğinin meclisten reddi hakkında filan konuşulmasını bekliyordum. Yayın akışını değiştirmek bu kadar zor mu?

Bu olaylar Türkiye ve ABD arasında adı konmamış bir savaştır.

Tabii ki tek skandal bununla da kalmamış, meclisimizde ortak imzaya açılan metin, maalesef tam mutabakat sağlanamayarak iki partinin amalar fakatlar nedeni ile imzalanamamıştır.  

Az sonra okuyacağınız tweetlerden dolayı öncelikler özür dilemek istiyorum ve yazının sonrasında birkaç soru sormak istiyorum.

TSK gerçekten peygamber ocağı olsaydı arife günü kan döker miydi?

Bu yazıyı okuyup da başı öne eğilmeyen yoktur sanırım: Diyorlar ki, “Devlete katil deme. Olur. Seri katil.”

Devlet JİTEM’e terör örgütü desin, kürtlerden de pkk’ya terör örgütü demesini bekleyebiliriz o zaman.

Sarı Kırmızı Yeşil, Sarı Kırmızı Yeşil, Sarı Kırmızı Yeşil, Sarı Kırmızı Yeşil, Sarı Kırmızı Yeşil, Sarı Kırmızı Yeşil, Sarı Kırmızı Yeşil.

Bu ve bunun gibi bir sürü vicdanı sızlatan tweetler sonrasında alelacele silinmiş fakat arşivlerdeki yerini almıştı. Yukarıda ki görselde de tarihleri net bir şekilde belli olan bu tweetleri atan kişi Hilal Kaplan, 14 Temmuz 2021 tarihinde TRT Yönetim Kurulu Üyeliği’ne atanmıştı.

Şimdi sorularımı sormak istiyorum…

Bu tweetleri sizler atmış olsaydınız toplum içerisine çıkmaya yüzünüz olur muydu?

Bu tweetleri atan siz olsaydınız TRT’de yönetim kurulu üyesi olabilir miydiniz?

Velev ki bu tweetleri atan siz olup TRT yönetim kurulu üyesi olsaydınız görevden ayrılmayı, istifa etmeyi düşünür müydünüz?

Kimse kusura bakmasın, böyle bir zamanda ortak bildiriye imza atmamanın bir bahanesi, aması, fakatı olamaz.

Yarınlar var olsun diye yarınlarından geçenler var. Bir kez daha gördük ki ayakta durmakta zorlanan evler vatanı ayakta tutuyor.

3.Dünya Savaşı’nın çok uzakta olmayan bir gelecekte başlayacağına dair teoriler konuşulurken biz buna ne kadar hazırız.

Ortalama ne kadar daha ölürsek aklımız başımıza gelecek ve biz birlik olacağız.

Ya el ele ya ölüme…

Cemal Süreyya ne güzel özetlemiş;

Oda geniş ama sığamıyorsun,

Bak kapı orada ama çıkamıyorsun

Pencere açık ama nefes alamıyorsun

Bir şeyler güğüm düğüm dizilmiş boğazına

 Ama ne yutabiliyorsun ne atabiliyorsun…

Allah’tan şehitlerimize rahmet, gazilerimize de acil şifalar diliyorum. Allah birliğimizi daim eylesin.