Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ)’nün yerleşke arayışına geçmesiyle birlikte Karasu olarak umutlandık.

Siyasi çekişmeleri, mide bulandıran ayrışmaları bir kenara bırakalım diyerek SUBÜ’yü Karasu’ya almaya niyetlendik.

30 bin yerleşik öğrencinin Karasu’ya kazandıracaklarını saymakla bitiremeyeceğimizi anlatmaya çalıştık.

Kahraman aramadığımızı, ilçeye bu yerleşkeyi kazandırmayı amaçladığımızı ifade ettik. Ya da ettiğimizi sandık.

Görülen o ki başarılı olamadık. İlçemizde basın görevini hem meslek hem ilgi alanı olarak icra edenler dahi bu konuda birlik olup da SUBÜ’nün Karasu’ya gelmesinin artılarını ve ilçenin SUBÜ’yü hak ettiğini anlatamadı.

Tren kaçıyor! SUBü, Arifye’ye doğru rota çeviriyor. Yıllar yıllar önce Karasu, nitelikli liseyi yaptıramadı. Bugün de SUBÜ fırsatını kaçırıyoruz.

Bu yatırımlarda siyasi lobi oldukça önemli, siyasi birlik önemli, tabanın oluşturduğu baskı önemli. Fakat 1-2 isim dışında SUBÜ’yü isteyen Karasulu olmayınca tren de yolcu bulamayınca kalktı gidiyor...

Nasıl olsa fındık bize yetiyor, çok da bir şey kaybetmedik olsa gerek (!)...

ÖNYARGINIZI BIRAKIN

Basına karşı herkesin bir ön yargısı vardır. Basın şöyle, basın böyle... Basın mensubu öcü, hepsi aynı vs. vs. vs...

Karasu küçük bir yer ve ilçede “Ulusal basıncılık” oynamak olmaz. Biz de biliyoruz basın ne yapmalı... Ama ilçede bazı kurallar göz ardı edilmek zorunda. Yoksa selam verecek insan kalmaz çevremizde.

Hafta içi iki okul müdürümüzden aldığımız bilgi ile haber yaptık. Konuyla alakalı bir okulun adı geçmediği için bize verilen bilginin eksik olduğunu, yağan mesajlardan öğrendik.

Basın mensubuna (haşa) vahiy gelmez. Basın mensubu, güvendiği kaynağı sorgulamaz. Her haberi didik didik araştırmaz. hele ki ilçedeyse...

Belli ki WhatsApp grubuna atılmış mesaj ve tüm öğretmenlerden yorum yazılması ve tepki gösterilmesi istenmiş. Öfkeyle kalkılmış... Netice ilgili müdürümüz bize ulaştı. İzah ettik. Anlaşıldı. Ama mesajlar yapmaya devam etti.

Tek tek açıklasak bir dert, açıklamasak, muhatap almamış olacağız bir dert...

Geleceğim nokta şu: Basını düşman gibi görmeyin. Kasıt aramayın, kendinize karşı kasıtlı yapılıyor sanmayın. Her yerde, tüm basın görevlisi arkadaşların telefonu var. Bir zahmet ulaşın, yoksa da bulmak kolay, bulun arayın ve sebebini öğrenin.

Rica ediyoruz, basına karşı önyargılarınızdan artık bir kurtulun. En azından Karasu’daki basına...