Uğur Büyük'ün "Kocaali Belediyesi makbuz yolsuzluğu" başlıklı köşe yazısı

CHP Sakarya Milletvekili Ayça Taşkent, Kocaali Belediyesi’nde kamuoyuna yansıyan “imar ruhsatı yolsuzluğu” ve “makbuz/dekont usulsüzlüğü ile ruhsat alma” iddialarının ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye kapsamlı bir soru önergesi verdi.

Belediye meclisine de yansıdığı belirtilen usulsüzlüklerin, imar ruhsatı işlemlerine dair ciddi şüpheler doğurduğunu vurgulayan Taşkent, belediye yönetiminin “yolsuzlukların doğrulandığı” yönündeki ifadelerine karşın kamuoyuna şeffaf bir açıklama yapılmamasını eleştirdi. Taşkent, “Kamu kaynaklarının doğru kullanımı ve belediyecilikte hesap verebilirlik için bu iddiaların derhal açıklığa kavuşması gerekir” dedi.

CHP’li Taşkent, Bakan Yerlikaya’dan şu sorulara yanıt istedi:

1-) Kocaali Belediyesi’nin imar ruhsat işlemleri kapsamında “makbuz/dekont usulsüzlüğü” kullanımı, eksik tahsilat gibi nedenlerle oluşan kamu zararı tespit edilmiş midir? Tespit edildiyse toplam zarar ne kadardır ve hangi yıllara aittir?
2-) Kamu zararının sorumlularından tahsiline yönelik rücu, haciz veya diğer mali takip işlemleri başlatılmış mıdır? Başlatıldıysa süreç hangi aşamadadır?
3-) Eylül 2025 belediye meclis toplantısında dile getirilen usulsüzlük iddiaları kaç ruhsat dosyasını kapsamaktadır? Bu dosyalar hangi tarihlerde işlem görmüştür?
4-) Usulsüz dekont veya makbuz ile alındığı iddia edilen kaç ruhsat iptal edilmiş ya da geçersiz ilan edilmiştir?
5-) Belediye içinde disiplin soruşturması, idari tedbir veya görevden alma işlemi yapılmış mıdır? Bu süreçlerde ne tür adımlar atılmıştır?
6-) Konunun adli boyutu var mıdır? Savcılığa suç duyurusu yapıldıysa soruşturma kapsamı ve mevcut aşaması nedir?
7-) Belediye tarafından talep edilen müfettişin İçişleri Bakanlığı tarafından gönderilmemesinin gerekçesi nedir?
8-) Ruhsat sahipleri açısından hak kaybı oluşacak mıdır? Ruhsatların iptali söz konusuysa vatandaşlara bilgi verilmiş midir?
9-) İddiaların münferit birkaç dosyayla mı sınırlı olduğu, yoksa sistematik bir usulsüzlük ağına mı işaret ettiği değerlendirildi mi?
Geçtiğimiz hafta ise Kocaali CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Yeniden Refah Partisi ve DEVA Partisi ilçe başkanları ortak bir basın açıklaması yaparak “Aradan üç ay geçmesine rağmen süreç şeffaf ilerlemiyor, kamuoyunun dikkati dağıtılmaya çalışılıyor” mesajı vermişti.

Bizlerde bu sürecin nasıl ilerleyeceğini merakla bekliyoruz. İstanbul’da belediye başkanlarına ve personellerine tanık beyanları üzerinden -mışla -muşla görevden el çektirip tutuklama kararları çıkarken burnumuzun dibindeki bir belediyede belgelerle kanıtlı usulsüz işlemler yapılmasına rağmen henüz herhangi bir müfettişin bile gönderilmemesi enteresan değil mi?