Hasan Kar'ın "Polyannacılık oynayacak halimiz yok" başlıklı köşe yazısı
Bazen herhangi bir konu üzerine ülke olarak hassasiyet gösterilir. Gündemde olan ve ciddi bir kamuoyu oluşturan bu mevzubahis konu, bir süre sonra gündemden çıktığı anda eski haline rahatça dönme ihtimali çok yüksek olur. Geçmişteki örnekler de bu durumu doğruluyor. İyi günler, iyi haftalar.
Kıymetli okurlar; herkes öncelikli olarak kendi çoluk çocuğundan sorumludur. Burada kesin ve net bir mutabakat vardır. Anne ve baba olarak çocuklarımızın ahlaki yapısını temiz bir seviyeye getirerek; sosyal hayattaki davranış, iletişim, insan hakları ve adalet gibi kavramları iyi anlatarak hayatlarına katkı sağlayabilecek düzeyde tutmalıyız.
Tabii ki bu anlattıklarım tek taraflı olabilecek bir durumdur ve hayatta tek taraflı olunca karşılığı olan bir mesele değildir. Neden derseniz; yaşanan hadiseler buna örnektir. Mesela geçtiğimiz aylarda Çanakkale Biga ilçesinde bir lisede yaşanan olayı ele alalım. Bir lise öğrencisinin yaşadıklarına “zorbalık” diyemeyiz. Peki ne diyeceğiz? Doğrudan insan hayatına karşı kasten adam öldürmeye teşebbüs.
Öğrenci yavrumuz yoğun bakım tedavisinin ardından servise alınmıştı. Herhangi bir tepkisi yoktu, konuşmuyordu ve tedavisi bu şekilde devam ediyordu. En son bu şekilde okumuştum. Umarım en kısa zamanda eski sağlığına kavuşur, ailesinin gözyaşları sevinç gözyaşına dönüşür.
Şimdi kıymetli okurlar; bu olayı ve benzeri durumları ele aldığımızda, suç işleyen Allah’ın cezası aşağılık kişi bir ceza alıyor, almasına alıyor ama alınan cezanın ne mağdur yakınlarını ne de kamuoyu vicdanını rahatlatmıyor.
Ziya Paşa’nın şiirindeki gibi:
“Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir,
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.”
Geçtiğimiz haftalarda Kanal Karasu’da Şakir Aksoy ile yaptığımız birçok programda bu konuları işledik. Bir de adaletli, düzgün, kaliteli, kanun ve nizam bilen insanların sayısı ne kadar artarsa, kaliteli bir yaşam da o kadar kabul görür.
Benim son olarak diyeceğim, isteğim ve duam şudur ki; suça meyilli insanların işledikleri ilk suçtan itibaren, kolay salıverme olmadan ciddi şekilde ceza almaları gerekir ki ikinci suça bulaşmasınlar. Verilen ilk cezaya rağmen ikinci suçu da işledilerse, tamam; üçüncü kez şans verilmemeli. Polyannacılık oynayacak hâlimiz yok.
Hazırlanan yargı reformu yakında yürürlüğe girecek. Eğer eksik kalan tarafları varsa, umarım önümüzdeki dönemde TBMM bu yönde çalışmalar yapar, kanunlar çıkarır ve kamuoyunun vicdanına bir nebze de olsa su serper.
Kendinize iyi bakın, hoşça kalın.
Next


