Karasu’muzun sahip olduğu doğal güzelliklerle her daim övündü, gurur duyduk ama ne yazık ki hak ettikleri değeri hiçbir zaman veremedik. Onlar da bize bir bir darıldı haklı olarak. Maden Deresi gibi bir cennet parçasına sahibiz. Karasu ve Kocaali belediyeleri geçmişten beri bir masada birleşip de burada güzel bir yapılanma kuramadı, ülkeye tanıtamadı. Bireysel münferit tanıtımlarla ne yapılabildiyse öyle kaldı.

Karasu sahilimizle övündük. Dünyanın üçüncü, Türkiye’nin ise ikici en uzun kumsalı dedik. Tarihte sahile çivi çakmayan, sorulduğunda “Sahilden bana oy mu çıkıyor, yatırım yapamam” diyen yöneticileri gördük. Yetmedi kumsalın kalbine mendirek ve liman koyduk, yer yer 200 metre olan kumsalımız bugün denize karışarak düştü 20 metreye. Onu hepten kaybettik.

Karasu Kalesi için hem Cihan Ersöz Hoca’mız hem de devamında biz çaba gösterdik, duyurmaya çalıştık. Kaymakamımız Dr. Ahmet Naci Helvacı geldi ve konuya duyarlılık gösterdi, kalenin kazanımı için somut adımlar attı. Ama basınla bir şey paylaşılmadığı için neticesini size aktarma şansı bulamadık. Bir kazancımız kale olur diye düşünüyoruz, teknik bilgi alabilirsek siz okurlarımızla da paylaşırız. İnanın basının bile haberi yok ne olup bittiğinden.

Acarlar Longozu’muz var. Dünyanın ikinci, Türkiye’nin ise tek parça olan subasar ormanı olarak övündük. Ona da hak ettiği değeri veremedik. İnanın başka bir ülkede olsa, içeride çıt çıkartılmaz, cep telefonları bile kapattırılır kuş sesleri, doğanın her türlü sesi çıksın diye çabalanırdı. Biz içeride tüfek atıyoruz, çevresinde avlanıyoruz. Allah’tan Sayın Mustafa İsen burayı keşfetti de bugünkü haline gelmesine vesile oldu.

Fakat aldığımız duyumlara göre Maden Deresi Sakarya Büyükşehir bünyesine geçiyor. Maden Deresi’nden sonra Acarlar Longozu da belediyemizden alınarak Büyüşehir’e sorumluluğuna verilecek. Bütçe açısından daha verimli ve daha faydalı olacaksa sorun yok, ama bir tür toprak kaybı gibi düşünürsek, Longoz’u elimizden kaçırmak üzücü oluyor tabii.

Acarlar Longozu için yaz sezonu öncesi Büyükşehir Belediyesi tarafından kitapçık ve broşürler hazırlanıyor. Longozun tarihi, coğrafi durumu ve turistik bilgileri için ilgili birime talimat verilmiş. Bu da longozun Büyükşehir sorumluluğuna geçtiğini kuvvetlendiriyor. Bize hayırlı olsun dileğinde bulunmak düşüyor bu saatten sonra.

DİKKAT ÇEKSİN DİYE İRONİ YAPTIK

Sahil erozyonunu her hafta düzenli, dizi gibi yayınlamaya gayret ediyorum. Başkan İshak Sarı’nın “Sesimizi duyun, duymazsanız Karasu sahili yok olacak” sözünü yaptığımız haber çekiminde bizzat işittikten sonra durumun vahametine dahil oldum. Başkan’ın sesini duyurmak için de elimizi, bedenimizi taşın altına koyduk biz de.

Bu nedenle erozyon haberinden nemalanmak değil derdimiz, her şey zaten gözler önünde. Dileyen gitsin görsün. Amacımız sesimizi il merkezine, il dışına, daha da öteye duyurmak. İnternet medyasının avantajıdır dünyanın her yerine ulaşır. Elbette ilgili kurumlara ulaşmanın yolu bu değil ama biz de gücümüzün yettiği yere kadar ulaştırmakla görevliyiz.

Haberi yerinden sunarken bir ironi yaptım. “Sahilin kurtulması için kalıcı çözüm mü arıyorsunuz, buyurun limanı kaldırın” dedim. Limanın kalkmayacağını ben de biliyorum. Allah’a şükür zeka geriliği sahibi değilim. Reklamın iyisi kötüsü olmaz misali dikkat çektirmek adına en sert çözümü önerdim. Dikkat de çekti. Duyan olduysa ne mutlu.

Fakat, ilçemizin gazete tarihinin piri olarak gördüğüm Cihan Ersöz Hocam ironiyi fark edemedi ve şahsıma laf göndermesinde bulundu. Saygı duyarım. Gazeteciliğin hamurunda var. Ama sorun şurada, beni engellediği facebook hesabından gönderdi. Doğal olarak da haberim olmadı. Taa ki bir arkadaşım “Hoca sana gönderme yapmış” diyerek ekran görüntüsü atana kadar.

Amaç üzüm yemek mi bağcı dövmek mi hocam? Bu satırların okunduğu yerde engelli değilsin, okursun. Limanın kalkmayacağını biz de biliyoruz. Bir gün önce kendin dedin, “Hadi kaldırın limanı kolaysa, sorun çözülsün” gibisinden. İzledim, güzel de gönderme yaptın sorumlularına. Aynı paralel de bir göndermede bulundum. Kalktın bizi cahil yerine koydun. “Demek ki iyi yetiştirememişsin öğrencini hocam” demezler mi? Yapma lütfen. Amacın, beni düzeltmek ve bana öğretmek olsa böyle yapmazsın. Vur hocam bağcıya, canın sağolsun. Oysaki üzümlerimiz sana helal… Sen de kibarca alınanlardansın sanırım. Alındıysan hakkını helal et.

ALLAH AŞKINA ŞU NOKTAYA BİR ÇÖZÜM

Yalvararak başlık atıyoruz, daha ne yapalım? Mesele şu: Vatan Caddesi ile Kültür Caddesi’nin birleştiği yerdeki dörtyol. Kontrolsüz geçiş sunuyor. Bu noktada sık sık irili ufaklı kazalar meydana geliyor. Şunu belirteyim, kasise ciddi şekilde karşı olan biriyim. Akbank önünden, dörtyol ışıklara adam gibi gidemiyoruz kasislerden. Vites 1, 2 sinir basıyor. Sonra şunu dedim kendi kendime: “Yapana ne kızıyorsun, yaptırana bak”…

Doğruya doğru, kural tanımaz çok, egzozunu abarttıran motordan ucuz arabayla kendin dünyanın ralli şampiyon usanan çok. Ulusal sorunumuz kural tanımaz bencillik hastamız çok. Kendi kurallarımız var trafikte de çünkü.

Ama anlıyorum ki Karasu’da kasis şart. Utanıyorum bunu yazarken ama olan bu. İşte Vatan ile Kültür Caddesi’nin birleşiminde de yıllardır aynı sorun var. Sürekli kaza. Boyutu önemli değil. Yeri manidar. Okul yolu, işlek caddelerin kesişimi. Yol da düzgün Allah razı olsun yapandan. Tam gaza basmalık, tadına doyulmaz.

Bir polis memuru arkadaşımız dedi ki: “Kurallara uysunlar, kaza olmaz”. Vallahi kalıma gelmemişti. Bravo. O zaman uyuşturucu da içmesinler, ölmezler. Suça da bulamasınlar, yatarı olmaz kimsenin. Her suçla mücadele ediyor da idarecilerimiz trafik suçu bu da, bununla neden idareden kaçıyorlar? Yahu adam kurala uymuyor, anlamıyor işte. Sopayla anlatamazsın. Çekeceksin seti, hızı kesecek mecburen. Yapacak bir şey yok.

Konuyu başkan yardımcısı İsmail Karakaş’a ilettim, Fen İşleri’ne kasis talebinde bulunursa vatandaş, değerlendirmeye alınacağını söyledi. Ama ülkemizin sorunu şu: Söyleniyoruz, söylemiyoruz. O kadar çok vatandaş ve esnaf bize ulaşıp “Buraya kasis yapılsın” dedi ki, eminim gidip de hiçbiri belediyeye dilekçe vermedi. Basın ne yapsın, belediye ne yapsın. Ama Allah aşkına şuraya, dört adet kasis yapılsın.