Hasan Kar'ın "Ne günler ne yıllardı" başlıklı köşe yazısı

Yıllar geçse de hayatımızda değişmeyen bazı durumlar aslında bizden önce hayat sürenler için de aynıydı. Sadece biz anı yaşadığımız için kendi perspektifimizden ele alıyoruz yaşananları. İyi günler iyi haftalar.

Evet kıymetli okurlar; eğitim-öğretimin yarıyıl tatili başladı. 15 günlük bu tatil veya dinlenme diyelim öğrenci, öğretmenler ve eğitim camiası için hayırlı olsun. İlçemizde 15 tatil yoğunluğu olur diye tahmin ediyorum. Haliyle metropol yoğunluğu, insan fırsat kollar bir an önce ikinci adresine gitmek için. Son olarak umarım bu 15 tatilde kar yağar ve tatilin gerçek manada tadını tüm öğrenciler çıkarmış olur. Hayırlısı bakalım.

Kıymetli okurlar; bundan 20, 25, 30 yıl ve daha geçmiş tarihlerde, bu potansiyel ilçede hemen hemen herkesin müstakil bir evi vardı. Yazı da kışı da farklı yaşardı çocuklar. Gerçek manada kış gerçek manada kar o zaman beklenirdi. Şimdi bu heyecanlar sadece anlatılacak bir hatıra kaldı. İki katlı ahşap kargir evimiz vardı. Gerçi hala ayakta o evimiz. Ocak, şubat ayında kar yağdı mı herkes kendi sokağında evinin önünde, bahçesinde mutlaka bir kardan adam yapardı. Düğmelerini kömürden burnu havuçtan elinde bir çalı süpürgesi boynunda atkısı olurdu. Akşam yatarken son bir kez bakar yatardık. Sabah kalktık mı ilk kardan adama bakardık. Çok mutlu ve mesut bir hayattı o hayatlar. Gündüzleri gübre torbası ile kayak merkezi haline getirdiğimiz bayırdan kayardık. Araç trafiği böyle hareketli değildi tabi ki. İkindi vakti bembeyaz olan bahçeye çamaşır sepetinden bir kapan kurardık. Sepeti 20, 30 cm sopa ile kaldırıp sopaya ip bağlayıp ipin ucunu evde cam kenarına getirip elimizde beklerdik. Sepetin olduğu bölgeye mısır atardık.

Ne günler ne yıllardı… Sadece kış yaşantısı yeterde artar bile emin olun. Eski yıllara dönemeyeceğimiz kesin. Herkesin güzel bir kış hatırası olması dileği ve ümidi ile. Kendinize iyi bakın, hoşça kalın.