Sultan Güner'in "TV ve kadın cinayetleri" başlıklı köşe yazısı

Yıllarca TV izlemedim hatta Karasu’daki evime TV’yi hiç sokmayı düşünmedim. Ev yazlıktı ve kısa dinlenme zamanlarında okumayı, izlemeye tercih edenlerdenim. Kitap okuyarak öyküleri kendi zihnimde canlandırmak varken hazır önümüze konulanı yememek gibi takıntım vardı. Şimdilerde de aleti yine almayarak sadece internet sitelerinden program ve dizileri “seçerek” izliyorum.

Bir süredir birkaç diziyi izliyorum ve çok seyrek kadınlara yönelik hazırlanan programlara göz atıyorum ve bunları izleyenlere ne tür mesajlar vermeye çalıştığını; bilinçaltlarına ne şekilde izler bırakabileceğini “empati” yaparak kendimce anlamaya çalışıyorum.

Diziler başlamadan önce genellikle “7 yaş üzeri için uygundur” uyarısını hep duyuyorum. Demek ki izleyenler 8 yaş üzeriyse ruhunda bir iz kalmayacağına kanaat getirilmiş. Malûm RTÜK olarak kısaltılmış bir kurum var ve halkı tehlikelerden korumak için bir dolu kişiyi istihdam ediyor olmalı…

Gündüz kuşağı denilen yayın saatlerinde çoğunlukla kadınlar ve çocukların TV karşısında daha çok olması muhtemel zaman aralığındaki programlara arada göz atıyorum. Kanal adını vermeyeceğim, birkaç kanalda hep benzer programlar yer alıyor bilindiği gibi. Bir miktar para ödülünü kazanmak için birbirlerinin emeklerine hakaretler edip, emeklerini yok saymaya çalışan genç gelinler, ev kadınları, mutfakta iyi erkekler, insanların özüne değil de dış görünüşlerine para harcamaya yöneltme dışında bir katkısı olamayacak gibi görünen yemek veya gelin kaynana programları yanında birde cinayet çözme programları var biliyorsunuzdur…

Bunlardan birinde bir erkeğin karısı kaybolmuş, kadının ölüp ölmediği belli değil başlangıçta, kadını arama diye program başlasa da aylar sonra neredeyse her gün o katil kocası ekranlarda bulunan kanıtlar eşliğinde her şeyi inkâr ederek, spikerin sürekli suçlayıcı cümleleri ile itiraf etmesi beklendi ama o asla yapmadığını aylarca (!) söyleyip durdu.

Her gün ekranlara çıkarılan bu katil koca aylar sonra suçu kabul edip itiraf etme noktasına getirildi (mi?) ve anlattı nasıl yaptığını tüm ayrıntılarıyla…

Bu adli vakanın milyonlarca kişinin izlemesi – ki çocuklar mutlaka bir şekilde izlemese bile açık olan TV’den bu ruhu bozuk kişileri temiz sıradan insan gibi görünen yüzleri, konuştukları, zaman zaman sunucunun veya tarafların birbirlerinin üzerine yürümeleri, avazları çıktığı kadar bağırmaları beyinlerine işlemiyor mu sanıyorsunuz?

Katil bir erkeğin aylarca normal görünüşü arkasındaki katil ruhu hiç mi başka kimseye kötü örnek oluşturmaz?

Bu programları izleyen kadın veya erkeğin geçinemedikleri eşlerine karşı bu bilmedikleri yolları gösterme işlevi görmez mi bu programlar?

Kadınlar için korkunç bir toplum yapısı oluşturulurken, şimdilerde yeni bir kadın cinayetinin temellerini atan “bir cinayet çözme programı” ve genç bir kadın o koltuğa oturtulmuş.

Haberlerde her gün eşleri, sevgilileri tarafından ya da sevgili olma teklifini dahi kabul etmeyen kadınların vahşetle öldürüldüğü bir ortamdayken katil zanlısı veya tanığı durumunda bir kadın, hem tüm topluma görünür, tanınır hale getirilmesinin kime ne yararı olur?

Eğer zaten suçlu olduğundan eminseniz elinizdeki kanıtlara dayanarak yüzüne aylarca (!) zaman zaman avazı çıktığı kadar spikerin imalı suçlayarak bağırması, neden cezasını çekmesi için adımlar atılmıyor da aylarca çoluk çocuğun, gençlerin gözü önünde itiraf ettirmeye çalışıyorsunuz? Bunun yeri milyonların göz önü müdür?

Kadın tacize uğrayıp tecavüze yeltenen adama taşla vurmuş kaçmaya çalışmış gibi kadını ve ifade veren herkesi tehdit eden bir başka ‘erkek’ var (muhtemel katil o gibi lanse ediliyor’) her şeyini sayıyor spiker ama nedense ortada yok! Başından beri tüm bölümleri izlemedim de ama aylardır köşeye sıkıştırılan kedi gibi ne yapacağını bilmeyen korkutulmuş, tehdit altındaki kadını izlettiriyorlar! Milyonlarca izleyiciye katili bildiğini ama söylemediği için kadını sıkıştırıp duruyor kadın spiker…

Gerçekten kadın suçluysa, kanıtlarınız varsa niye aylarca milyonların gözü önünde servis ediliyor! Hukuk ne diyorsa uygulansa ya!

Her görgü tanığını tehdit ettiğini söylediğiniz ‘erkek’ neden o koltukta değil? Tehdit edilmiş kadını hedef tahtasına oturtmakla yeni bir ‘kadın cinayetine’ yol açacak şekilde neden sergiliyorsunuz?

Zaten suçlu olduğundan eminseniz elinizde kanıtlar varsa neden uzatıyorsunuz?

Suçlu kişileri ekranlarda aylarca tutmanın nasıl bir toplum yararı olabilir?

Kaybolan insanları, hayvanları yani aranan kişileri bulmak için TV’den yaygınlaşması çok faydalı olabilir, bunları anlıyor ve elbette destekliyorum.

Adli olayları – özellikle vahşet dolu cinayetleri kadın spiker halkın gözü önünde bağırış çağırış eşliğinde “katili” bulmaya çalışmak nasıl bir aklın ürünü!

Yüreğinden yaralı çocukları katledilmiş anne-babaları günlerce bu acı içinde sunma programı olmamalı, adaleti adliyelerden “adalet sarayları”ndan dağıtın diye benim de bağırasım geliyor!

(İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde basın kartımla mahkeme salonlarında merak ettiğim duruşmaları izlediğim olurdu. Bir kişiden aykırı ses çıksa tabiri caizse çıt çıksa salondan çıkarılırdı, hâkim tarafından)

Eğer halkın gözü önünde cinayetler çözülüyorsa “adalet sarayları”ndaki duruşmalar canlı yayın olarak halka açılsa! Herkes izlese bir sonraki duruşmada savcıların, hâkimlerin gözünden kaçan! unsurları halkın öngörüleriyle tamamlansa! Varsa başka tanık izleyince çıksa gelse falan.  

TV ekranları insanları eğiten, eğlendiren, sağlıklı ilişkiler kurmak yolunda halka doğru örnekler sunmak varken, cinayetleri tüm vahşetiyle normalleştirilmeye çalışması inanılır gibi değil!

Günümüz ekonomik şartları, çaresizliğin insanları intihar noktasına getirdiği ve hatta (aynı gün üç genç doktor, bir hafta arayla iki üniversite öğrencisi intihar etti!) hayata geçirdiğine tanıklık ettiğimiz bugünlerde, bu programları izleyerek yeni cinayet yolları, yalan yöntemleri, halka ailelerini kandırma yöntemlerini göstermek dışında ne faydası olabilir?

Adaleti TV ekranlarında dağıtmak, aramak doğru bir yaklaşım mı?

Yoksa ticari birer işletme olan televizyon kanalları için önemli unsur reytinglerin adaleti sağlamanın önüne geçmesi mi?

(Geçen haftalarda yazdığım bu yazıdan https://www.karasuhaberleri.com/cinnet-toplumu-olduk-mu sonra fark ettim ki aynı cinnet haberlerinin yeni olmuş gibi birkaç gün üst üste sunuluyor!)

Sosyologlar, toplum mühendisleri yayın dünyasının cinnet toplumu yaratılmasındaki rolünü araştırması lazım…

(Not: Biraz önce o ekrana çıkarılmayan ‘erkek’ figürünün bir siyasi parti lideriyle yakınlığı ve kendi aldığı rapordan söz edildi…  Hangi parti olursa olsun böyle yerlere sırtını yaslayıp olan bitenin peşini bırakmaya zorlamak! Ne anlama geliyor, adaletin geldiği nokta bu, bir düşünün! Ben yazımı bitirmedikçe olay daha çetrefilleşiyor! Son bir gelişme bu köşeye sıkıştırılmış hissi veren genç kadın hafta sonu ailesinin yanında gidip “programa geri dönmeyince” güzel sunucu (!) genç kadının tüm sırlarını ortaya bırakıverdi, o herkesi tehdit eden adamla program arasında kalan kadının tabiri caizse ipliğini pazara çıkardı! Programa dönse daha günlerce bu programı aynen devam ettireceklerdi! Hey gidi reyting savaşçıları hey!)

İzlerken hissettiğim ve bana bu yazıyı yazdıran; O kızcağızın öyle ya da böyle gerçekten tehlike altında olması!