Karasu Belediyesi 2018 yılında yaptığı bir açıklamada bu zamana kadar ağacın bilinmediğini ifade ederek, “Belediyemiz tarafından hazırlanan projede, 3 bin dönümlük tarihi mezarlığı ve burada bulunan mezar taşlarını tercüme ederek, bir araya toplamak istiyoruz. Bu taşların tercümeleri de yanlarında yazacak. Burada keşfettiğimiz yaklaşık 700 yıllık ‘ağlayan ardıç’ ağacını turizme kazandırıp, yerli ve yabancı ziyaretçilere açacağız” diye bir açıklamada bulunmuştu. O günden beri bir gelişme oldu mu bu ağaç korumaya alındı mı çevresi düzenlendi mi bilmiyoruz.

Sizlere biraz buradan bahsetmek istiyorum. Karasu ilçesine bağlı Dalyanköy'de 5-6 metre yüksekliğinde kum tepesi üzerinde bulunan yaşlı ardıç ağacının etrafında Osmanlı Mezarlığı da bulunuyor.

Mezarlığın içindeki bu Ardıç ağacının gövdesinden mayıs ve ekim ayları arasında akşam saatlerinde kırmızımsı renkte bir sıvı akıyor. Anlatılan bir hikayeye göre eskiden Ermeniler ve Türklerin bir arada yaşadığı Aramköy de Eleni ve Mehmet birbirine aşıkmış. Sürekli Ardıç Ağacının dibinde buluşurlarmış. Köyden Rumların gönderilerek yerlerine Türklerin yerleştirilmesi kararı alınmış. Bu sırada köyü terk eden Eleni'nin abileriyle Mehmet arasında kavga çıkmış ve Mehmet bıçaklanmış. Mehmet yaralı bir şekilde Ardıç Ağacına gitmiş. Eleni'de konvoydan ayrılarak Ardıç Ağacına kaçmış fakat Mehmet'i ölü olarak bulmuş. Buna dayanamayan Eleni'de oracıkda intihar etmiş. Rivayet edilir ki ağaçtan akan kırmızı sıvı buna delaletmiş o yüzden bu ağaca "Ağlayan Ardıç" demişler. İşin hikâye kısmı inanırsınız inanmazsınız bunu okuyucularımıza bırakıyorum.

Bölgede tek olan Ardıç ağacının 300 yaşında olduğu tahmin ediliyor. Ardıç ağacı dağlık alanlarda rahatlıkla üremekte ve yetişmektedir. Bu nedenle dağ yaşamını benimsemiş konargöçer kültürlerde ardıç ağacı önemli bir yere sahiptir. Ayrıca kimi göçebe halklara ait kültürlerde dinsel törenler genellikle ardıç ağacının dumanı ile yapılmaktadır.

Üremesi için bir başka türe bağlı olabilmektedir. Ardıç tohumları yere dökülür ancak bu tohumlar bir ardıç kuşu tarafından yenmedikçe çimlenme gerçekleşmez. Ardıç kuşunun sindirim sisteminde ardıç ağacının tohumlarının kabukları açılır. Ardıç kuşu dışkısı ile birlikte toprağa karışan tohumlar kolayca çimlenir.

Şaman Türkmen'lerde ve Bektaşi - Alevilerde kutsal olarak kabul edilen bir ağaçtır. Dallarına bez bağlanarak dilek tutulur veya dalları tekkelerde tütsü olarak kullanılır.

Türkiye'deki en eski ardıç ağacının Konya, Taşkent Alata (Balcılar)'da bulunduğu iddia edilmektedir. Bu iddiaya göre bin veya 2300 yaşında olan bu ağaca yöresel olarak ağıl ağaç denilmektedir.

Ardıç tohumları pek çok hastalığın tedavisinde "bitkisel ilaç" olarak yaygın bir biçimde kullanılmaktadır. Ardıç tohumları yemeklere koku ve tat vermek maksadıyla da kullanılırlar.

Öter ardıç kuşu ya da çil bakal (Turdus philomelos), karatavukgiller (Turdidae) familyasından, Avrasya'nın tamamına yakın bir alanda yaşayan, ötücü bir kuş türüdür. Üst tüyleri kahverengi, alt tüyleri ise kara benekli krem ya da ten rengidir ve üç alt türü tanınır. Tekrar eden şarkıya benzer kendine özgü şakımalarıyla bilinir.

Ardıç kuşları 12.000 yıldan beridir yenmek üzere avlanmaktadır ve buna ait kaynaklardan en eskisi Odysseia'dır.