Ali Keskinsoy'un "Evliliğe giden yolda edep, ölçü ve sınırlar" başlıklı köşe yazısı

Toplumun temeli ailedir. Ailenin temeli ise sağlam bir nikahla kurulur. Kur’an-ı Kerim bu hakikati şöyle anlatır:
"O’nun ayetlerinden biri de sizin için kendi cinsinizden eşler yaratmasıdır. Onlarla huzur bulasınız diye aranızda sevgi ve merhamet var etmesidir." (Rum, 21)

Ancak günümüzde ne yazık ki evlilik, giderek zorlaşan, masraflarla boğulan, gösterişin gölgesinde kalan bir meseleye dönüştü. Halbuki dinimiz, nikahı kolaylaştırmayı, haramdan korunmayı ve neslin meşru yolla devamını emreder.

Nikah: Sadece bir imza değil, bir ibadettir

Nikah, bir kadınla bir erkeğin sadece evde yaşaması değil; dualarını, sorumluluklarını ve sadakatlerini birleştirmesidir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Nikah benim sünnetimdir. Kim sünnetimden yüz çevirirse, o benden değildir." (İbn Mace, Nikah 1)

Kur’an da bu konuda topluma bir görev verir:
"İçinizde bekar olanları evlendirin..." (Nur, 32)
Bu sadece gençlerin değil, ailelerin, hocaların, toplumun da sorumluluğudur.

Gençler neden evlenemiyor?

Bugün birçok genç, maddi yetersizlik nedeniyle evliliği ertelemek zorunda kalıyor. Kimi zaman istenen altınlar, salon masrafları, “el alem ne der” korkusu evlilik yoluna taş koyuyor. Oysa Rabbimiz şöyle müjdeliyor:
"Eğer onlar fakirse, Allah onları kendi lütfundan zengin eder." (Nur, 32)
Yeter ki niyet helal olsun. Allah rızası için atılan bir nikâh adımı, bereketin kapısını aralar.

Gösterişli düğün mü, bereketli yuva mı?

Efendimiz (s.a.v) buyuruyor:
"Nikahın en hayırlısı, en kolay olanıdır." (Ebu Davud, Nikah 31)
Ama biz ne yapıyoruz? Kına gecesi, düğün salonu, drone çekimi, beş yıldızlı menüler... Sonra borç, stres, kısa süren evlilikler... Bu yükler altında nice yuvalar daha kurulmadan yıkılıyor.

Düğünlerimizdeki haramlar

Danslı, içkili, tesettürsüz düğünlerle haramla başlayan yuvalar, huzurla devam edebilir mi? Peygamber Efendimiz uyarıyor:
"Zenginlerin çağrılıp, fakirlerin çağrılmadığı düğün ne kötü düğündür." (Buhari, Nikah 72)
O halde düğünlerimizi dua ile, edep ile, iffetle süsleyelim. Zengin-fakir ayrımı yapmadan, gösterişe değil hayra yönelen davetler verelim.

Nişanlılıkta sınır nedir?

Unutmayalım, nişan nikâh değildir. Nişanlılar dinen birbirine yabancıdır. Peygamberimiz şöyle buyurur:
"Bir erkek bir kadınla yalnız kalmasın. Çünkü üçüncüleri şeytandır." (Tirmizi, Rada’, 7)
Nişanlılık sürecinde ölçüsüzlük, haramla başlayan ilişkiler evlilikte huzursuzluğa yol açabilir.

Eş seçerken nelere dikkat etmeli?

Peygamberimiz (s.a.v) bu konuda çok açık konuşuyor:
"Kadınla dört şey için evlenilir: Malı, soyu, güzelliği ve dini. Sen dindar olanı tercih et!" (Buhari, Nikah 15)
Çünkü mal biter, güzellik solar ama ahlak ve iman kalıcıdır. Aynı durum erkekler için de geçerli. Namaz kılmayan, gözü dışarda gezen bir erkek ne kadar yakışıklı olursa olsun, hayırlı bir eş olamaz.

Peki ne yapmalıyız?

Evliliği zorlaştırmayalım, kolaylaştıralım.
Gençlerimize helal yolda destek olalım.
Düğünlerimizi haramdan arındıralım.
İsraftan kaçınalım, sadeliği tercih edelim.
Zengin-fakir ayrımı yapmadan herkes davet edilsin.
Eş seçerken sadece güzelliğe değil, ahlaka ve imana bakalım.
Nişan ve düğünlerde mahremiyet sınırlarına riayet edelim.

Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz şöyle dua eden kulları övüyor:
"Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl. Ve bizi takva sahiplerine önder eyle!" (Furkan, 74)

Allah’ım!
• Bekar gençlerimize hayırlı eşler nasip eyle.
• Evlenmek isteyenlere kolaylıklar ihsan eyle.
• Evli olanların yuvalarını huzur ve muhabbetle donat.
• Neslimizi salih ve iffetli eyle.
• Haramdan muhafaza, helale yönelme şuuru ver. Amin!