Bir zamanlar ülkücüler varmış. Böyle bir yazı okudum geçen hafta. Yazan başkası, ufak yorumuyla paylaşan sevdiğim biri. Gazetemiz ve sitemiz böyledir. Birbirimizi eleştirebilmekteyiz. Bu haftada böyle olsun.

Ne demiş biri “bir zamanlar ülkücüler varmış”. “Meğer ülkücülük eskidenmiş” diyor. Sonra sözlerini süslemiş. Bıyıkmış, türküymüş vs. Yazan kim peki yeni bir partinin yenisi. Yani ülkücüler ile ilgili üstün bilgiye sahip olduğunu ve çok iyi bildiğini söyleyen eski günleri özlüyorum diyen biri. Bu yeni partinin üstün ülkücüsü, yazısının son paragrafında da hızını alamamış. Kirlenmeyen zamanda tanımış. Şöyle şöyle adamlar, hangi çukurdan çıkmışlar filan. Maziyi kirletmeye namzetmişler. Bak bak ülkücülüğü tekeline alıyor bir de diyor ki bunlar maziyi kirletmeye namzet. Yani kalanlar öyle, İp’e gidenler temiz, gerçek ülkücü. Sonunda da kim bunlar demiş.

Hepsinin bir cevabı var elbet. Tüm yazdıklarının tek tek cevabı var. Öncelikle şu konuda bir bilgi paylaşayım. Ülkücüleri, ülkü ocaklarını sevmeyebilirsiniz, bunu dillendirebilirsiniz, siz şöylesiniz, böylesiniz, sizin şu düşünceniz yanlış diyebilirsiniz; bir ülkücü olarak hepsini saygıyla karşılar karşılıklı fikirlerimi söylerim. Ama ülkücülük ile ilgili, ülkü ocakları ile ilgili ahkam kesmek, en iyi ben bilirim demek, bir kez bile bu kapıdan içeri girmemiş, girip de hakkını vermemiş kimsenin haddi değildir. Şöyle düşünün ben bir ülkücüyüm, gidip başka bir parti veya siyasi görüşü eleştiririm ama onun görüşlerini en iyi ben bilirim diye kimseye ahkam kesmem. Çünkü onu, en iyi içinde yaşayanlar bilir. Gelelim bu yeni partinin yenisi hanımefendiye.

Sondan başlayalım. Kim bunlar demiş. Herhalde geçmişi bu kadar özlediğini söyleyen ve ülkücü olduğunu iddia eden biri ülkü ocaklarının en az bir yürüyüşüne katılmıştır. “Kim Bunlar” denince “Bozkurtlar” deriz biz.

Peki bunlar ne yapıyor? Gerçekten maziyi mi kirletiyorlar. Karasu’dan örnek vereyim. Geçtiğimiz hafta Cuma günü Ülkü Ocakları olarak mahalle gezilerine başladık. İlk olarak da Hürriyet Mahallesine gittik. Gençlerimiz, yaşlılarımız, bizim; hangi siyasi görüşten olursa olsun, bizim insanımıza gittik. İl başkanımız çok kısa ve çok güzel bir şekilde bazı konulara değindi. Gençlerimiz için buradayız. Geleceğimiz için buradayız. En büyük düşmanlarımız sosyal medya ve uyuşturucu bağımlılığı dedi. Eğitime, yapay zekaya, geleceği inşa etmeye çağırdı. Uyuşturucu ile ilgili tek tek istatistikleri paylaşarak üzerine basa basa dikkat edelim, çocuklarımızı koruyalım dedi. Velhasıl ülkücüler geçmişi kirletmeye değil tam tersi temiz bir gelecek için çalışıyorlar.

Ne zaman çalışıyorlar biliyor musun? Sizin güya ülkücülüğü tekelinize aldığınız partinizin milletvekili bir insanımıza küfrederken, hem de bir şehit yakınına küfrederken biz ülkücüler bir mahallemizde bir gencimizi kurtarsak, onu eğitime, vatana, millete hizmete kazandırsak ne büyük bir hizmettir diyerek çalışıyorduk. Ben 5, 6 yaşlarında bu ocaktan içeri girdim. Babam tuttu elimden getirdi. Sonra orada bıraktı. 97, 98 yıllarıydı. O günlerden bugüne bir an olsun çıkmadım oradan. Hatalarım, yanlışlarım oldu. Her insan gibi. Hala daha oluyor. Her insan gibi. 23 senedir amacım oraya layık olabilmek. Çok kişi tanıdım. Çok olaya şahit oldum. Hepsi hafıza sarayımda kayıtlı. Senin gibileri de çok gördüm. Senin gibilerinde ne olduğunu çok iyi biliyorum. Bir şey daha hatırlatayım. Evet içimizde çok iyi insanlar olduğu kadar kötüleri de oldu. Ama iyi olanlarımız, kötü olanlarımızı hep yendi. Sana çukurdan çıkanları söyleyeyim. Çukurdan çıkan arıyorsan, otel bahçesinde, demir parmaklıklara tutunarak çıkana bak. Önce hdp, kürt siyasi hareketinin siyasi temsilcisi deyip, sonra pkk ile konumlandırıyoruz diyenin çıktığı yere bak. Kürdistan diyen haine ne kürdistanı ulan diyemeyenin çıktığı yere bak. Şehit yakınlarına küfür eden, terörist başlarını kahvaltıya davet edenlerin çıktığı yere bak. Hamdolsun ne partim ne liderim böyle bir kara maziye sahip olmadı, olmayacakta.

Evet bir zamanlar ülkücüler vardı. Selçuk’lar, Mustafa’lar, Dursun’lar, Veli’ler. Yıllar geçti Cengiz Ağabeyler, Fırat reisler. Hala daha varlar. Size rağmen varlar, size inatta olacaklar. Siz bir gün tarihin karanlık sayfalarında yok olup gideceksiniz. Ama bizim ülkümüz, ocağımız ilelebet var olacak. Ama bugün hakaretler savurduğunuz gerçek ülkücüler sizi o gün yine ellerinin tersiyle itmeyecekler. Bu arada birçok türkü severiz evet. Sanatçılarımız vardır birçok. Mesela Osman Öztunç. Güzel bir türküsü var, dönenler diye devam eden. Bunu da çok dinleriz. Söylemek istedim.