Remzi Akbaş'ın "Gizemli kalan operasyonlar" başlıklı köşe yazısı
17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu veya 2013-2014 yıllarında yürütülen ve bazı kamu kurum ve kuruluşları ile aralarında dört bakanın da yer aldığı kamu görevlilerinin görevi kötüye kullanma ve rüşvet ile suçlandığı soruşturmaların 12.yıldönümündeyiz.
Her 17-25 Aralık tarihi geldiğinde yeniden anımsadığımız olayların bir kısmı gizemini hala koruyor.
Geçtiğimiz hafta içinde bazı ünlü sanatçılara yapılan uyuşturucu operasyonları, FB Başkanı Saadettin Saral'ın gözaltına alınması, Ankara sınırlarına kadar gelen Dron'ların savaş uçaklarımızla düşürülmesi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve 38 Belediye meclis üyelerini kapsayan imar soruşturma izni, 2026 yılı bütçe görüşmeleri sırasında gelişen kavgalar gibi gelişmelerin gölgesinde muhalefet medyasında yeterince tartışılmadı.
17-25 Aralık soruşturmaları, Eylül 2012 ve Şubat 2013'teki bir dizi ihbarla başlamış ve kamuoyuna duyurulmuştu.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nce gerçekleştirilen soruşturmada aralarında iş insanları, bürokratlar, banka müdürü, çeşitli düzeyde kamu görevlileri ve 61.Türkiye Hükümeti kabine üyesi dört bakan (Egemen Bağış, Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Erdoğan Bayraktar) ile üç bakan çocuğunun olduğu kişiler hakkında "rüşvet, görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma ve kaçakçılık" suçlarını işledikleri iddiası yer almıştı.
Soruşturmayı yürüten yargı ve emniyet mensuplarının FETÖ bağlantılı olduğu iddia edildi.
Soruşturmaların ardından Egemen Bağış Avrupa Birliği Bakanlığı görevinden alındı. İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar bakanlık görevlerinden istifa ettiler. (Egemen Bağış daha sonra 2019-2024) Çekya'ya Büyükelçi olarak atandı.
17 Aralık sürecinden sonra istifa eden ya da görevden alınan bakanları araştırmak üzere 5 Mayıs 2014'te TBMM'de 15 kişilik bir komisyon kuruldu. 9 AK Parti, 4 CHP, 1 MHP ve 1 HDP'li üyesi olan komisyon 5 Ocak 2015'te AK Partili üyelerin çoğunluk kararı ile dört eski bakanın Yüce Divan'a gönderilmesine gerek görülmeyen kararı aldı.
Daha sonra 20 Ocak'ta Bakanların Yüce Divan'a sevk edilmelerini için verilen önergeler TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilmedi. Ak partili bazı üyelerin önerge lehine oy kullanmaları dikkat çekti.
15 Temmuz 2016 hain darbe girişimine kadar ve sonrasında da çok acı olaylar yaşandı. Ülke ekonomisi büyük darbe aldı. Soruşturmalar sürecinde haksız yere çok kişiler maddi, manevi ve hayati kayıplar yaşadı. Deyim yerindeyse “At izi it izine karıştı” veya karıştırıldı. Kamuoyunda çok konuşulan olayların arkasında hangi siyasi isimlerin olduğu bir türlü açığa çıkarıl(a)madı...
Elbette bu süreçte yaşanılanlar ileride yeniden gündeme gelecektir. Kamuoyu olayların arkasındaki gerçeği mutlaka öğrenmek isteyecek. Hiçbir suç sonsuza kadar gizemli kalamaz.
Next


