Hasan Kar'ın "İstanbul beyefendisi" başlıklı köşe yazısı
Yüzleşmek istediğin her ne varsa hayatta gözyaşı kurumadan bunu gerçekleştirmek gerek. Zamana bıraktığımız gerekli, gereksiz o kadar çok şey var ki nerede, nasıl ve ne zaman kısmına takılmayın. İyi günler, iyi haftalar.
Son yıllarda toplum olarak sosyal yozlaşma ve kültürel dejenere ile karşı karşıya olduğumuz malum. Malum diyorum; çünkü bunu ve bu söylediğimi doğrulayacak o kadar haber çıkıyor ki bu olay tespit aşamasını geçmiş artık. Metropol olarak nüfusu en kalabalık olan şehir en fazla suç oranı olan yer anlamına gelmez. Ortalamaya göre değerlendirildiğinde geçen yıl birinci Aydın, ikinci Denizli, üçüncü Çorum, dördüncü Antalya, beşinci Aksaray olduğunu görüyoruz. Hemen her gün İstanbul'da birçok olaya çeşitli mecra aracılığı ile şahit oluyoruz. Hani eskilerden örnek alınan ve alınmak istenen İstanbul beyefendisi figürü yok artık. Yok oldu gitti çünkü bu kadar acıya bu kadar gözyaşıya o bile dayanamadı. Çeşitli suç örgütlerinin isimlerini TV gibi platformlarda duyduk ve duyuyoruz. Hareket alanları gibi bilgileri de… Trafikte yaşanan magandalıklar, aile içi şiddet gibi birçok kategoride olay ve suçlar ile karşı karşıya kalıyoruz toplum olarak.
Hal böyle olunca hak hukuk bilmeyen toplumda kültür olmaması veya ortadan kalkması gayet doğaldır diye düşünüyorum. Bu geldiğimiz nokta nedenini toplumda genel olarak çoğulcu bir anlayış şöyle tarif ediyor. Cezaların yetersizliği, iyi hal indirimi, birden fazla suç kaydının tutuksuz yargılanması gibi buraya sıralama devam eder ve uzar gider. Birçok olay artık saatler içinde yaşanmaya başladı ve harekete geçildi. Yeni yargı paketi için Adalet Bakanımız, böyle bir çalışmanın hazırlandığını, önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşılacağını ifade etti. Umarım çözüm olan bir düzenleme olur. Bu duygu ve düşünceler ışığında kendinize iyi bakın hoşça kalın.