Nevtan Angün'ün "İster silin ister sövün" başlıklı köşe yazısı

İlk defa böyle bir yazı yazacağım, bu yazıyı okuduktan sonra ya da hiç okumadan ister beni hayatınızdan silin isterseniz sövün inanın umurumda değil. Deprem bölgesinde yaşanacak en büyük acılar yaşandı. Ben dahil, yaşamayan bilemez. Ancak hissedebiliriz, empati kurup anlamaya çalışabiliriz.

Bir millet canıyla uğraşırken, ortaya ölü soyucular peyda oldu. Ah şu basın etik ve ahlakı olmasa da söverek yazabilsem. Anladınız siz neler demek istediğimi. Ama öyle güzel anda yetişti ki devletimiz, işte gözünü sevdiğim OHAL’in nimetleri…

Askerimiz ve polisimiz eliyle çok sayıda ŞEREFSİZ’in “merdivenlerden düştüğüne” şahit olduk. İnanın içimin yağları eridi. Allah’a sığınıp merdivenden düşürenler mi dersin, millet iradesiyle toplu düşürme mi dersin, ibreti alem verilen merdiven cezaları mı dersin uzaktan bölgeyi izleyen ve gırtlağına kadar toplumun gazını aldı.

Bu YERLİ ve MİLLİ YOLA GETİRME uygulamasını sonuna kadar destekliyorum. Eğer bir şerefsiz de polisimize veya askerimize bu sebeple soruşturma açacak olursa VATAN HAİNİ’dir bilsin.

Şimdi bazı hümanistler çıkacak, “Ay vandala bak”, “Sadist, mazoşist”, “İnsan hakları var”, “Yok efendim bu ülkede hukuk var”. Ya bir sus Allah aşkına!

O hümanist şirinlere soruyorum: Annen, baban, eşin, çocuğun enkaz altında olsa. İhtiyacı dışında ve keyfi HIRSIZLIK yapan birini görsen. Sana gelen tırların önünü kesip yağmalasa bu kadar sabırlı olabilir miydin?

Sakın ha sakın “Çocuğuna süt lazım olsa sen ne yapardın” gibi vırvır yapma. Adam süt mü çalıyor? Marketten dev ekran TV çalıyor, market arabasını ağzına kadar sıvı yağ yüklemiş, kozmetik ve elektronik çalıyor, enkazlara girip evlerde ziynet arıyor. Ne diyorsun sen be ponçik hümanist?

Bu ülkede ekmek ve baklava çalan çocuğa zulmedenlere en büyük tepki ve öfkeyi verenlerden biriyim. Devleti soyan holdinglerin borcunu silerken bu iki çocuğu ezenlere en büyük tepkiyi verdim. İNSAN HAKLARI zırvasını sadece ite, köpeğe, pekakaya, teröriste, arsıza, hırsıza gelince önümüze pişirip koyma, o yemeği senin boğazına tıkar bu millet.

Allah, polisimizin ve askerimizin merdivenlerine zeval vermesin. Kolluk kuvvetlerine “EZİN” emrini veren İçişleri Bakanlığı’na da şükranlarımı sunuyorum. Gözünü dört aç ve “Merdivenler kaygandır” uyarısını göz ardı etme, sen de merdivenlerden düşme kardeşim. Bu kadar basit! Milletimizin başı sağolsun…

HER BİRİNE ALKIŞ

Depremin ilk gününden itibaren harekete geçen başta devlet birimlerimiz olmak üzere, kendi çapınca, imkanlarınca, “gagasında su damlası taşıması” misali dahi olsa elini taşın altına koyan her bir çocuğumuza, vatandaşımıza, sivil toplum kuruluşlarına, taraftar gruplarına, siyasi partilere ve sayamadığımız her sivil oluşuma sonsuz teşekkürler.

Karasu’dan arama kurtarma ekibi olarak bölgeye giden meslektaşımız Levent Kızılaslan, sayısız vatandaşa el uzatan ekiplerin içerisinde oldu. Genç meslektaşımız Ensar Yavuzyiğit, yardım kolileri ile yola çıktı ve bölgeye gitti. Yine meslektaşımız ve Esnaf Odası Başkanı Cihan Emre, yardım kampanyasına öncülük etti ve bölgeye gitti. Mesleğimiz adına mikro milliyetçilik yaparak onlara da teşekkür etmek istiyorum. Evlerini, otellerini ve imkanlarını depremzedelere açarak konaklama imkanı sunan herkese de teşekkürler. Teşekkürler KARASU, teşekkürler SAKARYA.