Ali Keskinsoy'un "Ramazan ayı Kur’an ayı" başlıklı köşe yazısı

Evvela birisine hürmet etmeniz, saygı duymanız için onu tanımanız gerekir öyle değil mi? Tanımadığınız bir adam bilmediğiniz bir adama karşı sevginiz olmaz muhabbetiniz olmaz. Ama tanırsanız daha fazla rağbet edersiniz, daha fazla seversiniz onu. Ama bilmeden insan hiç umursamaz bile bunu. Misal veriyorum; mesela askeriyede dolaşıyorsunuz, sivil kıyafetli bir adam geldi bu adam paşa diyelim, sen de onu tanıyorsun, paşa oradan geçerken halin durumun nasıl olur. Rengin atar hazır ol vaziyete geçersin, yani heyecanlanırsın elin ayağın birbirine girer, halbuki sivil bir adam geçiyor oradan, ama bir adamda, o sivil adamın paşa olduğunu bilmiyor. Selam versek belki de almaz, öyle değil mi?

Şimdi biz evvela Ramazan’ı Şerifi iyi tanımamız lazım. Ramazan’ı Şerif nasıl bir ay, onu evvela bir öğrenmemiz gerekiyor. Şimdi Kur’an-ı Kerim’deki o meşhur ayeti biliyorsunuz. (Bakara Suresi 185.Ayet)

Ramazan ayı öyle değerli öyle kıymetli bir aydır ki, Kur’an o ayda indirilmiştir. Yani Ramazan’ı Şerife değeri, kıymeti veren neymiş? Kur’anmış…

Peki bir ay, normal 30 günden oluşan veya 29 günden veya miladi olarak 31 günden oluşan bir gün topluluğuna ay diyoruz, bu aya Kur’an öyle bir değer veriyor ki 11 ayın sultanı yapıyor veya bu ay içerisinde bir gece var, ne gecesi? Kadir Gecesi. Kadir Gecesi, 1000 aydan, yani ne kadar seneden 83 seneden, yani uzun yaşamış bir insan ömründen daha faziletli, peki bu geceye bu değeri veren ne? yine Kur’an… Peki bu Kur’an bizim zihnimize yerleşirse, hayatımıza yerleşirse, dinimizde olursa, gönlümüzde olursa, biz ne kadar değerli oluruz değil mi?

*Biz değeri hep başka yerlerde arıyoruz, Nasrettin Hoca gibi, Nasrettin Hoca iğnesini samanlıkta kaybetmiş, nerede arıyormuş, evinin içinde. Demişler; ‘hocam sen nerede kaybettin’ ‘samanlıkta...’ ‘eee hocam niye burada arıyorsun’, ‘orada bulmak zor burada daha kolay demiş.’

“Niye? Işık var, halılar var kolay bulursun. Samanlık orada nasıl bulacaksın. Samanlığın içine bir tane iğne kaçmış bulamazsın ki ama. O iğneyi bulman mümkün değil, sen ki başka tarafa gidiyorsun.”

Bizde; değeri, kıymeti, şerefi Kur’an’da aramalıyız, eğer başka yerde arasak bulamayız. Ömrümüz yetmez, ahirete gideriz, yahu nerelerde aramışız ne yapmışız biz diye çok pişman oluruz, ama hiçbir işe yaramaz.

-Rabbim Kur’an’dan değer alabilmeyi hepimize nasip eylesin Allah (Celle celalühu) Kur’an sayesinde birçok millete üstünlük, değer şeref vermiştir.

Peygamberimiz (s.a.v), Allah bu Kur’an sayesinde, “Bu Kur’an-ı okuyan o Kur’an’a göre yaşayan nizam süren bir sürü toplulukları abad etmiştir. Kur’an’a değer vermeyenleri de alçakların en altına itmiştir” diye ifade buyuruyor…

Ecdadımız Osmanlı, Kur’an’a sahip çıktığı sürece, Kur’an ile amel ettiği sürece, Kur’an ile hüküm sürdüğü müddetçe hep abad oldu, ne zaman ki yavaş yavaş Kur’an’dan uzaklaşmaya, batıya, şuraya, buraya yönelmeye başladılar, Allah dedi ki; “Bu kadar nimetim, Kur’an-ı kenara koyarsanız ben de sizi kenara koyarım” dedi ve maalesef işte Kur’an’sız düzeninde ne kadar sıkıntılar getirdiğini hepimiz müşahede ediyoruz.

*Bu Ramazan’la beraber Kur’an’la tekrar barışmayı ve bundan sonra Kur’ani bir hayat sürdürmeyi Allah hepimize nasip eylesin…