Hasan Kar'ın "Bilemiyorum Altan" başlıklı köşe yazısı

İzlediğiniz bir sinema filminin ortalama süresi yaklaşık bir buçuk ile iki saat arasındadır. Filmin kategorisi veya türü keyfinize ve ilgi alanınıza göre değişkenlik gösterebilir. Durum tespiti açısından bakarsak şu bir gerçektir ki filmde bir veya birkaç replik aklınızda bir süre kalır. İyi günler iyi haftalar.

Tüm yaşantı boyunca insan olarak böyle değil miyiz? Bazen katıldığımız bir cenaze merasiminde başsağlığı dileklerinin yapıldığı esnada topluluk olarak kişilerin üçerli beşerli muhabbet ettiğini görürüz. Kişinin bıraktığı güzel hatıralar, iyi anılar ve hoş sedası konuşulur. Bu filmde akılda kalan replik gibi hatırlanabiliyor. Tabi bunun tam tersi durumlarda söz konusu olabiliyor. Onun için kimseyi ötekileştirmeden saygı ve sevgi çerçevesinde bir duruşumuz olması gerekiyor diye düşünüyorum. Öyle çok uzun yıllar bir ömür yaşanmıyor artık. Genel olarak hemen herkesin bir serzenişi var. Yılların çabuk geçtiğini, bakın ayları demiyorum yılların… Yılların bir anlamda ay süresinde geçtiğini anlatmak istiyorum ve bu görüşte olan kişi sayısı bir hayli yüksektir. Kendimize bir iyilik yapalım çevremize iyilik yapmış oluruz zaten. Her şey bir iyilik ile başlar gerisi kelebek etkisi ile genişler ve büyür. Her olan bitenin ardından veya öncesinde bir fikir ve görüş alışverişinin yapılması gerektiğinde en azından size sorulduğunda bazen “Bilemiyorum Altan” dediğiniz oluyor mu?

Bu hafta itibari ile okullarımızda öğrenim gören öğrencilerimizin yarıyıl tatili başlıyor. Genel manada gözlemlediğim bir hususu paylaşmak isterim. Benim şahsi düşüncem. Katılır katılmazsınız buna da burada saygı duyarım. Pandemi sürecinde uzaktan eğitim yapıldı. Tüm dünyada bu kısıtlamaya katılan herkes için yeni bir şey denenmiş oldu. Yüz yüze eğitim ile kıyaslanamaz uzaktan eğitim ama o günün şartlarında bir seçenek değil zorunluluktu. Ve bu bir süreçti. O gün o şekil bir karar alınması gerekiyordu ve alındı. Ben de şahsi olarak bu karara destek verdim. Sekteye uğrayan bir yanımız varsa bile şu an toparlanma sürecinde gibi geliyor. En azından kendimden misal verecek olursam biraz daha gayret ve sabır gerekiyor ve ne kadar doğru bir şekilde üzerimize düşeni yapabiliyoruz bunu da kendi iç sesimize sormak gerekir. Çuvaldızı kendime batırarak sormak isterim. Yarıyıl tatilinin bir arınma bir muhasebe etme ve eksikleri düzeltmek için bir fırsat ve bir anlaşma olarak değerlendirilebilir olduğunu düşünüyorum. Bu yarıyıl zamanı, olan biteni, eksik yönünüzü düzeltme fırsatı ve zamanı olacaktır. Şimdiden tüm öğrencilerimize, öğretmenlerimize mutlu tatiller diliyorum. Kendinize iyi bakın, hoşça kalın…