Nevtan Angün'ün "Gerekmesi için daha ne gerekiyor?" başlıklı köşe yazısı:

Komik bir başlık değil mi? Bence de sizce… Oldukça komik. Ülkemizin trajikomik işleyişinin ufak bir örneği. Örneği ufak ama etkisi büyük ne yazık ki.

“Karasu’da başka mesele mi yok?” diyebilirsiniz. Ama mevsimsel açıdan Karasu’nun en büyük sorunu hala çözülemediği için ehemmiyet taşıyan daha büyük bir mesele şu an için yok. Mevzu tabii ki dalgakıranlar.

Başka konu işleyelim derken bir dilekçe elimize ulaştı. Zamanında Karasu’nun kabusu olan kıyı erozyonunun çözümünde yazdığı binlerce sayfa dilekçe ile etkin rol oynayan ve liman mevkiinden Akkum mevkiine kadar dalgakıran yapılmasında etkili olan Turhan Pişkin’e AYGM tarafından verilen yanıt dikkat çekici. Yanıt harfi harfine şöyle:

“Sakarya ili, Karasu ilçesi sahil kesimi gerek Bakanlığımız Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü, gerekse ilgili Bölge Müdürlüğümüz tarafından gözetim altında bulundurulmakta olup periyodik olarak kıyı ölçümleri alınmaktadır. Ayrıca kıyı şeridinin sıhhatinin temini için yapılması gerekenin ne olacağı konusunda Ankara'daki laboratuvarımızda modellemeler yapılmaktadır. Söz konusu çalışmalar neticesinde, oluşacak duruma göre yeni bir koruma yapısı inşası gerekmesi halinde, Bakanlığımız bütçe imkanları dahilinde gerekli tedbirler alınacaktır”

İlçemizin ileri gelenlerinden biri, konuyla alakalı şunu söylemişti: “Dalgakıran yapımı o kadar basit bir iş değil, ÇED raporu lazımmış. O yüzden bekleniyor” Neden rapor lazım? İşte efendim, karaya etkisi ne olur, denize etkisi ne olur, doğal yaşama etkisi, balıklara etkisi, çevre balıkçılara etkisi, vs. vs. vs…

Tamam kabul, ÇED raporuna itirazımız yok da; önceki yapılan dalgakıranlar nereye yapıldı? Kaynarca mı, Kocaali mi? Sadece 50 metre batında dalgakıran sinsilesi var. Mevcut tahkimatlar varken ne ÇED’inden bahsediyoruz? Ne değişti de rapor gerekiyor aynı tahkimatların devamı için? Ya da o tahkimatlar yapılırken mi ÇED istenmedi ya da uygulanmadı? Pek tatmin edici değil bu yanıt.

AYGM dilekçesinde “Ankara'daki laboratuvarımızda modellemeler yapılmaktadır” denilmiş. Teknolojimiz sağolsun, mini bir Karasu sahili ve aynı şiddette bir rüzgar modellemesi ile aylardır küçük maketteki kumsal, suni rüzgarla dövülüyor demek, hala test bitmedi. Karasu sahili bitince test sonucuna gerek de duyulmaz.

Devamında ve sonunda “Bakanlığımız bütçe imkanları dahilinde gerekli tedbirler alınacaktır” ifadesi ilginç. Siz istiyorsunuz 10 tane, bütçe yok al size 5 tane. Haralomba beklesin, Küçük Karasu, Kuyumcullu kıyıları beklesin. 3-5 sene de o kumsal yok olsun bakarız (!)

Ayrıca “…oluşacak duruma göre yeni bir koruma yapısı inşası gerekmesi halinde” deniliyor. Allah aşkına şaka mı bu? “GEREKMESİ” için daha ne gerekiyor? Kısacası “Öpmeye meramın yok, yüzün nerede diye soruyorsun” misali. Aldık biz cevabı tamam. Emeği GEÇEMEYEN herkese teşekkürler.