İktidar partisinin yirmi yıllık iktidarında medyayla ilgili bazı hamleleri oldu. Aydın Doğan'la yaşanan savaş sonrası Sayın Doğan; Milliyet gazetesini, Kanal D ve CNN Türk'ü Yıldırım Demirören'e satmak zorunda kalmış yetmemiş fahiş vergi cezaları kesilerek medyadan el çektirilmişti.

İlerleyen süreçte ana akım kanallarına rakip olması için bazı TV kanalları ve gazeteler fonlandı. Ülke TV, A Haber, Tv Net, TGRT gibi televizyon kanallarına daha sonra devlet televizyonu TRT' de dahil edilerek çeşitlilik arttırıldı. Gazetelerde ilerleyen süreçte yayına başladı. Yeni Akit, Türkiye, Takvim, Yeni Şafak, Star gibi gazetelere daha sonra el konulan Milliyet gazetesi de eklendi. Bu gazetelerin en ünlüsü de eskiden Fettullah ‘la yol ayrımına gelmeden Zaman gazetesiydi. Yurtlarda, okullarda, belediyelerde bedava dağıtılıyordu. Fetö olayları patladıktan sonra bu gazetenin yerini Sabah gazetesi aldı. Diyebiliriz ki günümüzde A Haber ve Sabah gazetesi iktidarın en popüler yayın organları.

Fakat gelgelelim uçaklarda, benzinliklerde kurumlarda bedava dağıtılan ya da zorla satın aldırılan bu gazeteler gene de okunmuyor, milyarlarca lira reklam parası akıtılan kanallar izlenmiyor. Yeni denedikleri medya kontrol yöntemlerinden birincisi ise bu kanallarda izlenmeyen, köşe yazıları okunmayan Abdülkadir Selvi, Mehmet Barlas, Zafer Şahin, Faruk Aksoy, Cem Küçük, Turgay Güler gibi isimler Habertürk, NTV, CNN Türk gibi kanallarda boy göstermeye başladı. Bir muhalif 3-4 yandaşın yer aldığı programlar sanki demokratik tartışma programları gibi servis ediliyor.

İkinci medya kontrol yöntemi ise sansür yasası. Gücü elinde bulunduranların istediklerini izlemiyorsanız halk olarak sizde istediğinizi yazamaz ya da fikrinizi özgürce beyan edemezsiniz. Eğer ederseniz hapis cezalarıyla karşılaşırsınız. Yapmak istedikleri bu. Taksim'de yaşanan bombalı terör saldırısından sonra internetin nasıl kısıtlandığına da şahit olduk. Facebook açılmadı, Youtube'a girilemedi, Twitter yenilenmedi, İnstagram bile dondu kaldı. Haziran seçiminde veya sonrasında gene böyle bir hamle ile ülkenin haber almasını, iletişim kurmasını engellemeyeceklerinin garantisi var mı?