Aybüke Yıldız'ın "Mum ve solmuş çiçeğin dansı" başlıklı köşe yazısı

Öyle bir aşık olacaksın ve aşkından ölecek ama karşılık bulamayacaksın...

‘’Evet direk fiilen bu cümle sana aptal adam.’’

Kalbimin ahı bulacak seni.

Zaman adam edebilecek seni ama pişmanlık ne sana fayda edecek ne de kırıp döktüklerine.

Öfkem geçebilir. Kalbimi dinlemek hataydı. Saçma sapan insanlar için zaman kaybettim. Kalbimi zedelemesine izin verdim şimdi kendim bunu toparlayacağım.

İnsanlar menfaat üzerine yaşamayı bırakırsa dünya iyileşebilir.

Şarkılar zihne hüküm ve bazı söylenenlerden hatta bazı hatalardan dönüş yoktur.

Hem kimin ne dediği hatırımda değil.

Kırılıyor muyum? Bilmiyorum bazen canım çok yansa da his karışık. Şiirler fer fecirdir.

Anlamsız kelimeler. Kalbim tekliyor anımsamak yük insan neden kırıp dökmek peşinde.

Aşk meşkte yalan ne kadar şair de olsam inanmıyorum. Elbette bende kaybedenler kulübündenim. Kimse günahsız değil.

Her yer yaver dolu. Yalanlar dolanlar hatta sevgisizlik her şey saçma oldukça evet sen kimsin der gibi aynadaki kadın ama biliyorum ki ben çoktan kaybettim.

DEĞİLİM DEĞİLİM

Zamana öfkeli değilim. Kendime öfkeli değilim sana aşık hiç değilim aptal adam saçlarım sen kokmalıydı ihanetin değil.

Özgürce dans edin.

Renkli kalemler hediye edin sevdiklerinize, zaman bulut gibi oldukça güzel.

Bazı günler geçer gider, bazı şiirlerde biter gider.

Kelebekler kalbe hüküm zaman ise sevdikçe hep uzun.

Ömrü tek gün olan kelebeğin değildir. Korkak insanlarındır.