Karasu derken, kast ettiğim ilçemiz olan Karasu değil. Mahalle olan ve ilçemizin gerçek merkezi olan, herkesçe de Küçük Karasu olarak bilinen gerçek Karasu Mahallesi… Gerçi ilçemiz Karasu’nun da çektiği çok sıkıntılı konu var, her ne kadar dile getirilmese, varlığından bahsedilmese de var. Basın da zaman zaman değiniyor. Ama Karasu Mahallesi’nin derdi, kendince küçük de değil.

Hafta içi evinden biraz geç çıkan Hüseyin Koçarslan (her şerde vardır bir hayr) bir bakar Küçük Karasu Mahalle Mezarlığı önünde kepçeler, kamyonetler ve ekipleri görür. Yol çalışması sanar, sonradan fark eder ki kamyonet kasasında mezar taşları durmakta. Gider mahalle kahvesine durumu söyler. Mahalle sakinleri ormandadır, kahvede 3-5 kişi vardır.

Olay yerine bir giderler ki kepçenin biri dikili bir tarihi taşa halatı bağlamış, yerinden çıkartırken de başlığını koparmış (bizde fotoğrafı ve videosu mevcut). Mahalle sakinleri ekiplere ne yaptıklarını sorar. “Bizi vali gönderdi, ‘SAHİPSİZ’ mezar taşlarını alıp müzeye götüreceğiz” cevabını alırlar. Tabi çarşı pazar sözlü olarak karışır. Hüseyin Koçarslan’ın ifadesiyle “Bunun adı hırsızlık, muhtar nerede, böyle alınmaz, bu mezarlar da taşlar da sahipsiz değil, bizim dedelerimizin” diyerek taşları geri alırlar.

Bakıldığında iki taraf da haklı. Sakarya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, tarihe sahip çıkmak adına devrilmiş, deforme olmuş ve tahrip olmuş tarihi mezar taşlarını kanun nezdinde “sahipsiz” nitelendiriyor ve yok olmasın diye müzeye alarak muhafaza ediyor.

Karasu Mahallesi sakinleri de haklı. Mezar taşlarının sahipleri, soyadlarını taşıyan dedelerinin taşları. Halen torunları Karasu Mahallesi’nde yaşamakta. Mezarların yerleri elbette belli değil ama tüm taşlar bir yerde toplanmış, açık havada muhafaza ediliyor. Mezarlara büyükbaş hayvanların girmesi, doğal olaylar, çocuklar vb. sebeplerle taşlar devriliyor. Fakat yerinde korunuyor.

Mahalle sakinleri, bu taşların sahipsiz olmadığını dile getiriyor ve ekliyor: “Taşlarımız, Karasu’dan giderse, tarihimiz unutulur. Ya mahallemizde korunsun ya da Valilik eli ile Karasu ilçe merkezinde bir müze oluşturulsun, taşlar orada sergilensin”

Hatta bir ağabeyimizin sözü beni çok etkiledi: “Konuşurken İslam ecdat Osmanlı diyorlar ama iş ataya, Osmanlı’ya sahip çıkmaya gelince ortadan kaybolurlar…” Çok acı bir itham. Bize de ilçemiz idareci ve yöneticilerine bu mahalle halkının sesini duyurmak ve onlara da ilgili makamlara bu talebi iletmek düşüyor.

Mesele aslında 2-3 taş değil. Mesele mahalle halkının patlama noktasının mezarlık olması. Çünkü önceki belediye başkanı döneminde üzerinde köy konağı bulunan arazi satıldı. Mevcut belediye başkanı döneminde de yeni yapılan konağın bulunduğu arsa satışa çıktı. SGK borcu için meraları satıldı. Cami alanı, mezarlık alanı derken mahalle sakinleri barut fıçısına döndü. Bir de “Mezar taşlarımızı söküyorlar” denilince vatandaş da kendince haklı olarak patladı. Jandarma yok, muhtar yok, “Bizi vali gönderdi” diyen işçiler var. Tahmin ediyoruz ki valiliğin bundan haberi bile yok. Böyle iş olmaz, usulü ile yapılsa zaten mahalle halkı da bu tepkiyi vermez.