Hasan Kar'ın "Sezar’ın hakkı Sezar’a" başlıklı köşe yazısı
Dünyamızda inanılmaz bir döngü var, her şey tam da olması gerektiği gibi; ne fazla ne eksik. İnsanoğlunun yoğunlukla yaşadığı coğrafyalarda mevsimsel bir düzen var. Kimi ülkeler yazı ağır geçiriyor, kimi ülkeler kışı. İyi günler, iyi haftalar.
Bu özetini geçtiğim durum, yaşadığımız ülkemizde hemen hemen her mevsimin orantılı ve ideal düzeyde yaşandığını gösteriyor. Her ne kadar bazı yıllar “Yaz gelmedi” sözlerini duysak da mevsim geçişi tam da bu aslında.
Kıymetli okurlar, bir yaz dönemine giriş yapıyoruz nasipse. Bilindiği üzere denizimizin kumsal kesimi için geçtiğimiz aylarda önemli bir karar alındı: Tüm yapıların yıkılması ile ilgili. İlçemiz için çok önemli ve tarihi bir karar.
Bu durum sonrası "Şimdi mi yıkılacak?", "Yıkım ne zaman başlayacak?" soruları dolaşmaya başladığı esnada, yazılı bir açıklama ile Karasu Belediyesi sosyal medya sayfasından duyuru yaparak yaz sonu, yanılmıyorsam eylül gibi, yıkımın başlanacağı bildirildi. Bu süreç içinde iş yeri veya konutu bulunanlara bu süreye kadar kullanım izni verildi denildi. Ve yine bu duyuruda, yıkımın yaz ayına denk geldiği için tatil döneminde yıkımdan kaynaklı çevresel rahatsızlık oluşmaması adına yaz sonuna alındığının altı çizildi.
Bundan yirmi otuz sene önce deniz daha da ilerideydi; bu yapılar ile deniz arasında ciddi bir mesafe vardı. Ama bugün gelinen noktada artık dalga evin bahçe duvarına vurur hale geldi. Bu alınan karar gerçekten bir milat. Kimse kendi rızasıyla oradan çıkmazdı. Tekrar tekrar İshak Başkanımızı kutluyorum. Sezar’ın hakkı Sezar’a. Kimse buradan malzeme çıkarmasın.
Geçen günlerde il dışından misafirlerim geldi. Onlar zaman diliminin bir kısmını “free” takıldı. Giderken sahilde, kumda ateş yakılmış; ateş çöpleri, diğer evsel çöpler vs... Bu durumu çok yadırgadılar haliyle. Evet, buna artık cidden dur denmesi lazım. Ciddi cezai karşılığı olsun.
Bir de geçtiğimiz yıllarda iki üç kere bu konuyu yazdım, tekrar bir şekilde yazayım: Vatandaşlarımızın denize girdiği ve cankurtaranın hizmet verdiği bölgeyi baz alarak, bu bölgede kıyıdan olta atılmasının yasaklanması gerektiğini düşünüyorum. Burada her geçen yıl sayı artıyor ve kıyıda çokça olta atıkları oluyor: Kanca, kurşun, misina vs... Bunlardan dolayı zarar gören insanlar da var, yok değil. Umarım bu konu yakın bir süreçte ele alınır.
Kendinize iyi bakın, hoşça kalın.