"Büyük bir tepeyi tırmandıktan sonra yalnızca tırmanılacak daha bir sürü tepe olduğunu göreceksiniz." demiş Nelson Mandela. "Yükselme, düşme kadar insanın başını döndürür." demiş Victor Hugo. Yıllar süren çalışmanın sonucu bir başarı hikayesi beklenirken bazen de bu beynimizde hızlıca cereyan edebilir. Kazada yaralanmış normal bir insan beyni inanılmaz şekilde kendini geliştirebilir.

Tırmanma davranışı bilgin sendromu olarak da adlandırılır. Liseden atılmış bir çocuk vahşice saldırıya uğruyor. Eliyle matematiksel Öklidler çizebilecek şekilde kendine geliyor. Bir kazadan sonra sanata hiç yeteneği olmayan bir doktor sanat dehasına dönüşüyor. Duvar ve dergi reklamları tasarlayan bir şirkette çalışmaya başlıyor.

Yani eğer beynimizin zirveye tırmanma eğilimi varsa, neden hayatlarımızın olmasın? Zenginlerin hikayelerini okuyun. Dipten zirveye azimle çıkmış insanlar var. Umutsuzluğa kapılmadan yılmadan çalışmaya devam edip hedeflerine ulaşanlar. Bırakmadılar, pes etmediler, hayatın onlara ne gibi zorluklar verdiğini isyan ederek anlatmadılar. Çabaladılar, kimse oturduğu yerden zirveye çıkamaz. Dünyada bunun örneği yok. İstemek gerekiyor, inanmak gerekiyor, çalışmak gerekiyor ve pes etmemek gerekiyor.

Zirve yolunda yardım alabilir, dostlarınızdan ve ailenizden destek görebilirsiniz. Bu sizin hedefinize ulaşmanızdaki yardımcı unsurlar olarak karşınıza çıkabilir. Önemlidir de çünkü tek başına yürümek zordur. Benim tercih etmeyeceğim bir yol.

İncinmiş hayatlar tedavi edilebilir. Adalet sağlanabilir. Zarar görmüş ilişkiler onarılabilir. Günahlar affedilebilir. Yanlışlar düzeltilebilir. Hayatlarımızda beynimiz gibi, ikinci bir şansı hak eder. Sadece buna göğüs gerebilecek kadar cesur olmamız gerekiyor...