Aybüke Yıldız'ın "Gereksiz mevki sahipleri" başlıklı köşe yazısı

Gökyüzünü şehirleştirmek gerek ama ben yine şiirden vuracağım prangalı bir zihin ne kadar gidersen git sana gerçekleri acımasızca vuracaktır en derinlerden ve en kıyısız kaldığın zamanlarda...

Mesele suçlu olmak mı, vicdan azabı duymak mı? Ya da tamamen başarısız olmak.

Güneş tenime ait de saçlarım omuzlarında dış dünya da Erener çalsa da aklım Ferah’tan yana dengeleniyor.

Ben yine dengeyi kuramıyorum hayatımı yaşarken hayallerimi tökezletiyorum kendimi geri plana atıyorum. Belki de ağlayamadığım için bu kadar tükendim ite kemik dağıtmak sevap mı bilmem ama hak almak şeytansın demek.

Eleştirmem gereken bir mevki bir konum ya da yönetim biçimi var ama dönüp baktığımda saygı yani fazla Saygı Soytarı eder adam belki de bu cümleyi hayatında en üstlere koymam gerek.

Şu an eksik yanım o kadar kendimi eleştiriyor ki bütün yetersiz kaldığım konuları zihnimde sıralanıyor art arda ve acımasızca aynı zaman da beni tüketiyordu.

İnsanlar şunu söylüyor düşmanların görmesin, seni seven insanlar bile seni görmesin görsün iyiliğimden çalan kötülüğünü zaten bulacaktır.

Tamam biraz da söylemem gereken sözler var. Eleştirmek evet ya eleştirmek ya da sitem etmek.

Ben şu an belki de sitem ediyorum neden mi?

Hak alıyorsun hak alırken kendi hayatında biriktirdiğin kötülükleri fark etmiyorsun belki bugün değil ama en mutlu olduğun gün bulacaktır en mutlu olduğun gün kan ağlayacak kötülük yapan şeytanlar.

Unutmuyorum bana kötülük yapılan insanları koruyanları unutmuyorum neydi haftanın cümlesi bana ihanet eden biri sayesinde destek bulabilmişim.

Neyse bla bla bla...

Bazen üniversite değil de zihniyet önemlidir. Neyse arkadaşlar aura her zaman sizi fark ettirir ve hem cinsini kıskanan bir kadın zaten özgüvensiz yersiz ve hayatı boyunca başkalarının adıyla başkalarını bir yerlere şikayet ederek gelmeye çalışır.

Kıvırcığın adeti ne kadardı bir bakmak lazım pazarlara.

Neyse arkadaşlar sevilmeyen bir müdür olmak her zaman iyidir