Aybüke Yıldız'ın "Güle güle" başlıklı köşe yazısı

Aşk olmalı ama aşka inanmak tamamen aptallıktır.
Bir şeyler karalamak zor geliyor. Kaybedilen hisleri nasıl kurgulayacağım? Kötü niyetle hayatları güzel olacağını sananlar var ama bugün gülerler; belki on yılda hatta ölüm gününe denk ama bir köprü meselesi var, yani hesaplaşma günü var.

Sonsuz teşekkürler.

Konfor alanımı bıraktım. Kendimi duymaya başladım. Aslında çoktan tükendiğimi fark ettim. Koruma kalkanı sadece Noel Baba’nın ülkesinde yoktu. Benim de duvarlarım varmış ve onlar bana zarar veriyormuş; ben bunu fark ettim.

Biraz müzik ve biraz kahve.

Yeni yıl, mucizeler ve sağlık ile gel.

Gökyüzüne bırakın iyilikleri ve hep kendiniz gibi olun.

Kötü niyet ile güzellikler inşa edemezsiniz.

İnsanları yargılayan kurbağalar hep bölge yöneticisi olanlar. Dönüp baktığınızda sadece bir kuklalardır; hem ne terazi dengesini bilirler ne de benlikleri vardır. Bu insanların ileride çocuk yetiştirmeleri çokta mantıklı değil.

Benlik yoksa orada iki yüzlülük, şeytanlık ve becerisizlik vardır. Benliği olmayan insan kendine de saygısı hatta sevgisi yoktur. Okuduğu üniversiteyi marifet bilip insani değerlerden yoksundur.

Kıvırcık salatası elbette yalandır. Kendine saygısı yoktur. Yalanlarını ben değil ama ilahi adalet ortaya atar ve ilahi düzen bir kurgu değildir. O kalpleri aptal olan insanların yaptığı hainliklerin sonucudur.

Kıvırcık olman, sana benim ışıltımı veremez ve ilahi güç, seni en çok söylediğin duadan vuracak.

Kurt çakalın korktuğunu zaten biliyordu. Çakal aslanı kandırdı ama sonunda sıçanlar ile dost olanlar onlar.

Sıçanlar, çok iyi bilir arkadan vurmayı.