Aybüke Yıldız'ın "Kan kokan bir dünya" başlıklı köşe yazısı
‘’Sevgi yoksa, neden hala acele ediyoruz’’
Bomboş bir sayfa ve defalarca zihnim de yazdığım cümleler.
Dışarıdaki yabancı sesler.
Herkes evlenmem gerektiğini söylüyor; otuz yaşıma üç basamak kalmış falan filan… Ama bu dünya da ben, birine aşık olmanın ve güvenmenin ne kadar zor olduğunu bilen, hatta kendine bile bakarken zorlanan biriyim.
Ayrıca bu kötü dünyada anne olmak hiçte mantıklı değil. Zaman artık dayanılmaz düzeyde; ekonomik sorunlar, savaşlar ve kötü insanlar…
Anne olmak için hazır değilim. Birine aşık olmak için güvenim kalmadı. Kalbimi birine emanet etmek saçmalık. Sevginin olmadığı her ev berbattır.
Hevesimin kalmadığını anlatmak kadar ahmakça bir durum yok. Unutmak istediğim bir gençlik hatta yirmi yaşlarım varken hevesim nasıl kalabilirdi ki?
Şarkılar da yetmiyor içimdeki sesi susturmaya; ağlamakta epey güç geliyor.
Hırsım sessiz kaldığından beri kaybediyorum, mesele maddi olan değildi, neşemdi.
Kan kokan bir dünyada ağaçlar yeşermezdi. Bir zamanlar dans etmek ya da kitap okumak ne güzeldi ama şimdi hepsinden kaçıyorum; çünkü kendime olan sevgimi kaybediyorum.
Her şey tuhaf ve bana hala şaka gibi geliyor.
Tüh, kahvem soğumuş, yenisini yapmam gerek.
Next


