Ekim ayı başında e-posta kutumuza gelen bir bildiri ile bilmediğimiz bir yatırımdan haberdar olduk. Açıkçası utandım. CHP Sakarya İl Başkanı Ecevit Keleş’in “Havayı, suyu, toprağı kirletecekler, Sakarya halkına ihanettir” başlıklı açıklaması ile Karasu’nun kalbine çakılacak kazıktan haberdar olduk.

O tarihe kadar doğru dürüst hiçbir internet medyasında haberine rastlamamış, hiçbir yayın organından konuya dair bir haber okumadım. Eylül ayının 28’inden sonra birkaç sitede yer almış, fakat başlıkta Karasu ibaresi kullanılmadığından gözden kaçırmışız, bu da bizim ayıbımız olsun.

Haber başlıkları “Sakarya'ya 2 Milyar TL'lik Yeşil OSB Yatırım” şeklinde süslü atılmıştı. Kim servis etmiş, nereden kaynak alınmış bulamadık. Kulağa hoş geliyor. Yeşilli meşilli, milyar lirası da var, bir de adı OSB oldu mu ohhh tadından yenmez. Gökte ararken yerde bulduk. Karasu’nun makus kaderi kırılacak nehayet hak ettiğimiz OSB’nin kralına sahip olacağız öyle mi? İşte hiç de öyle değil!

Kocaeli’nin Dilovası ilçesini biliyorsunuz değil mi? Geçenler bilir. Anlatmaya gerek yok. Acı olan şu ki, Karasu dururken sen kalk Sakarya İl Başkanı sahip çıksın ilçeye. Karasu’nun siyasi ve yöneticilerini suçlayamayız. Pek çoğunun haberi bile yok. Onlar da bize sordu. Eski belediye başkanlarından biri de arayarak mevzu nedir diye sual etti. Bilen yöneticiler biliyordur gerçi.

Ekim ayı Belediye Meclis Toplantısı’nda değil konusu, adı bile geçmedi. Kaymakamlık makamından konuya dair bir bilgi de yok. Sakarya Valisi “Kirli sanayi kurdurmayız” demiş. Allah razı olsun, inşaAllah dediği gibi olur. Emir yukarıdan gelirse o iş başka. Projenin arkasında kim var? Ankara işin neresinde? Zaten hayırsız ne varsa ya Kocaali’ye ya da Karasu’ya verilir. Üvey evlat varken başka ilçeye mi verilecek?

Derken geçtiğimiz hafta IC İçtaş Karasu Limanı, basınla bir araya geldi. 2017 yılında kurulan liman ne hikmetse 5,5 yıl sonra basınla tanışma gereği duydu. Biz yemedik bilinsin. Zamanlaması manidar değildir. Liman ile OSB arasındaki ilişki nedir? Yakında tarafları da kokusu da bir bir ortaya çıkar.

Geri dönüşüme yönelik çalışacak olan OSB, ilk kez ne hikmetse Karasu’ya kurulması isteniyor. Bir habere göre de “Sakarya’dan sonra Bursa” deniliyor. Ne hikmetse ikisi de yeşiliyle meşhur iller. Haber içeriğine göre “Proje tamamlanıp firmalar üretime başladığında yıllık 2,5 milyar ila 4,5 milyar dolar arasında değişen ciroya ulaşması ön görülüyor” Vay vay vay, büyük para.

Kıyaslarsan bir tarafta yıllık ortalama 3 milyar dolar, diğer tarafta zaten kıyı erozyonuyla yıllar sonra denize karışacak bir Karasu, imarıyla çöpe dönmüş bir Karasu, turizm mi, tarım mı, sanayi mi, ne idüğü belirsiz bir gelire sahip sektörler arasında sıkışmış bir Karasu (!) değil mi? Karasu kaç milyar dolar eder? Kaça satmaya razı olursunuz da Karasu’nun toprağını, suyunu, havasını zehirleyip, yaşanmaz bir ilçe haline getirip Karasu’yu Dilovası’na çevirirsiniz? Söyleyin kaç milyar dolar?

Fakat şunu unutmasın kimse. Karasu, termik santral kurulması istenildiğinde de ÇED toplantısında tavrını ortaya koymuştu. Firma da tepkilere dayanamayarak vazgeçmişti. Şimdi Karasu, aynı iradeyi gösterebilecek mi? Yoksa siyasete boyun mu eğecek hep birlikte göreceğiz.