Beyza Bayraktar'ın "Sanal kumar bağımlılığı: Kazanma arzusu, kaybetme döngüsü" başlıklı köşe yazısı
Her bağımlılık bir kaçışla başlar. Sanal kumar ise bu kaçışların en sessizlerinden biridir. Bir ekranın ardında, birkaç tıklamayla başlar. Belki “biraz eğlenmek”, belki “şansımı deneyeyim” düşüncesiyle. Ama kısa sürede beynin ödül sistemini ele geçirir, kişiyi bir döngünün içine çeker: Kazanma arzusu ve kaybetme döngüsü.
Sanal kumarın cazibesi sadece maddi kazanç vaadinden gelmez; asıl mesele beyindeki dopamin patlamalarıdır. Her olası kazanç ihtimali hatta kazanma beklentisi bile beyinde haz ve motivasyonla ilişkili dopamin salınımını artırır. Kişi, “bir dahaki sefer”in getireceği mutluluğa odaklanır.
Ancak her kayıpla birlikte dopamin seviyesi düşer; bu kez aynı duyguyu yakalayabilmek için daha fazla risk alınır. Böylece kişi, “neredeyse kazanmak” hissinin peşinde sürüklenir. Böylece kazanma arzusu, farkında olmadan kaybetme döngüsüne dönüşür.
KAYBETME DÖNGÜSÜNDE SIKIŞMAK
Sanal kumar bağımlılığı, yalnızca tekrarlayan bir davranış değil, beyin, duygu ve düşünce arasındaki karmaşık bir döngüdür. Bu döngüde kişi, çoğu zaman farkında olmadan kendi iç çatışmasının içinde sıkışır.
Zamanla birey, “kaybettim ama bu kez daha dikkatli olacağım” gibi rasyonelleştirmelerle kendini ikna eder. Bu noktada artık amaç kazanmak değil, kaybı telafi etmek haline gelir. Beyin, “şans” yerine “kontrol” arayışına yönelir. Oysa kontrol duygusu kaybedildikçe, oyun üzerindeki inanç artar bağımlılık böylece kendi kendini besler.
Kumar oynamak bir seçim olmaktan çıkar; kişi artık sadece kayıplarını unutturacak, kısa süreli bir rahatlama bulmak için oyuna döner. Kazanma arzusu ve kaybetme döngüsü, farkında olmadan yaşamın bir parçası haline gelir.
Uzun vadede birey, para değil, aslında duygusal dengeyi kazanmaya çalıştığını fark etmez. Sanal kumar, stres, yalnızlık veya değersizlik hissiyle baş etmenin geçici bir yöntemi haline gelir. Fakat her kayıp hem finansal hem de duygusal olarak bu duyguları derinleştirir. “Oyunu bırakmak” değil her kayıptan sonra “bir sonrakinde mutlaka kazanacağım” düşüncesine sarılır. Zamanla, bu düşünce kalıbı bir öğrenilmiş döngüye dönüşür; kişi artık oyunu değil, oyunun yarattığı duygusal iniş çıkışları arar.
BAĞIMLILIK DÖNGÜSÜNDEN ÇIKIŞ YOLU
Sanal kumar bağımlılığı, fark edilmesi zaman alan ama yönetilebilen bir süreçtir. Bu döngüyü kırmak, önce kendi davranışını ve duygusal tepkilerini fark etmekle başlar, ardından adım adım sürdürülebilir değişim yolları oluşturulur.
Farkındalık yaratmak: İyileşme, kumarın eğlenceden öte bir bağımlılık olduğunu kabul etmekle başlar. Davranışın hayat üzerindeki etkilerini dürüstçe görmek, ilk ve en önemli adımdır.
Tetikleyicileri tanımak: Hangi duygular ve durumlar oyuna yönlendiriyor? Stres, yalnızlık, can sıkıntısı veya özgüven eksikliği gibi tetikleyicileri fark etmek, döngüyü kesmenin kapısını aralar.
Olumlu alternatifler geliştirmek: Kumarı dolduran boşluğu sağlıklı alışkanlıklarla doldurmak gerekir. Yeni hobiler, sosyal aktiviteler veya stres yönetimi teknikleri, beynin ödül ihtiyacını güvenli bir şekilde karşılamaya yardımcı olur.
Profesyonel destek almak: Bu yolculukta yalnız kalmamak önemlidir. Psikolog veya bağımlılık uzmanları, süreci güvenli ve etkili bir şekilde yürütmeye yardımcı olur.
Küçük ve sürekli adımlar atmak: Tamamen bırakmak zaman alabilir. Önemli olan her seferinde bir adım daha ileri gitmek, süreci gözlemlemek ve farkındalıkla ilerlemektir. Küçük değişimler, uzun vadede kalıcı özgürlüğü getirir.


