Selman Yümnü'nün "Seçim israfı" başlıklı köşe yazısı
31 Mart yerel seçimlerine kısa bir süre kaldı. Seçime girecek siyasi partiler, bağımsız adaylar ve muhtarlar hummalı bir çalışma içerisindeler. Tüm enerjilerini daha çok kişiye ulaşabilmek için harcıyorlar. Tabii bu “daha çok kişi’’nin yolu bazen bir kişiden geçebiliyor. Bir kanaat önderi, bir sivil toplum kuruluşu başkanı ve bazen de bir tarikat liderine ulaşılarak daha çok kişiye ulaşmış oluyorlar.
Her yiğidin yoğurt yeme şekli farklıdır derler bunu seçim çalışmalarında açıkça görebiliyoruz. Kimi aday reklam çalışmasını binalara kocaman afişler asarak yapıyor, kimileri seçim otobüsü ile sokak sokak gezerek, kimileri medya ve sosyal medya kanallarını kullanarak kimileri ise de daha çok araba toplayıp baskına gider gibi mahalle mahalle gövde gösterisi yaparak.
Kadınların belediye seçimlerinde seçme ve aday olma hakkı 3 Nisan 1930'da Belediye Kanunu'nun kabul edilmesiyle tanındı. Kadınlar siyasal haklarını ilk kez 1930 yılındaki Belediye seçimlerinde kullandılar. Kadınlardan sonra sanırım araçlara da seçme ve seçilme hakkı verilmiş olmalı ki insanlar halen daha konvoydaki araçları sayıyor.
Kaç adayın projelerin biliyoruz? Şahsen seçim döneminde temasta bulunduğum 2 partinin değerli adaylarının seçim projeleri haricinde diğer adaylara dair bir fikre sahip değilim. Ama gün boyu bu partilerin seçim müziklerini duyuyor ve flamalarının altından geçiyoruz. Biz android değiliz ki otomatik güncelleme gelsin.
Araç konvoyunda harcanan akaryakıt, seçim otobüslerinin giydirilmesi, billboardların donatılması, sokaklara ve binalara asılan afişler ve bayraklar bundan 3 hafta sonra çöp olarak kalacaklar. 3 hafta sonra çöp olarak kalacak olan bu çalışmalara verilen önem acaba adayların projelerine veriliyor mu?
Bu bütçeler hiç de küçümsenecek bütçeler değil. Sadece İstanbul’da seçim çalışmalarında tüm partilerin harcadığı para 5 milyar lira. Bu 5 milyar liranın ne kadar büyük bir rakam olduğunun daha iyi anlaşılması için bir örnekler açıklamak lazım. Bu 5 milyar lira İstanbul genelinde ilkokula giden tüm çocuklara 3 yıl boyunca okullarda verilecek kahvaltıya denk gelen bir harcama.
Hem ekonomik sıkıntıların farkındayız diyeceksiniz hem arayışınıza bu harcamaları yaptıracaksınız. Ya da muhalif cepheden bakalım hem millet aç kuru ekmeğe muhtaç oldu diyeceksiniz sizin adayınız da iktidar kadar israf ekonomisi uygulayacak.
Temel problemimiz tam da bu, onlar yaparsa ayıplanacak ama aynı hatayı ben yaparsam saygı duyulacak. Yanlış yanlıştır, hata hatadır. Ülkemizin refah seviyesi bu kadar israf etmeye de uygun değildir.
Bunun tek bir yolu var aslında, şehirdeki tüm adaylar bir siyasi etik toplantısı yapacak ve program belirleyecekler. Her aday her mahallede maksimum bir afiş diye bir sınırlama olmalı. Kamu kaynakları böyle heba edilmemeli.
Birde gerçekten bir adayın seçim otobüsünden ya da afişinden etkilenip oy veren var mı? Hadi afiş astınız astınız da niye kendi resminizi basıyorsunuz. Yahu biz sizlerin kara kaşınıza kara gözünüze oy vermeyeceğiz ki bari o afişlere projelerinizi yazın.
Neyse ki bölgemizin geçim kaynaklarından bir tanesi de fındık. En azından ilçemizde bu afişler harman zamanı daha işlevsel olacaklardır. Büyükşehirlerdekiler ile kıyaslandığında ikinci bir işlevinden dolayı daha az israf olmuş diyebiliriz.
Tüm okurlarımıza hayırlı ramazanlar dilerim.